Aşılar 28 gün arayla uygulanmalı ve ilk dozla aynı olmalı
Covid – 19 aşılama süreci devam ederken; halen bir çok soru yanıt bekliyor. Aşı sıklığı ve dozu, karantina süreci gerekliliği, aşının yan etkileri ve ilk doz ile ikinci doz aşının aynı olma zorunluluğu halkın en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Aşı yapıldıktan sonra karantina sürecine ihtiyaç olmadığını belirten uzmanlar, ilk ve ikinci doz aşıların da mutlaka aynı aşı olması zorunluluğunu vurguluyor. Uzmanlar, ilk doz aşıdan sonra 28 ya da 1 aylık bir süre geçmesi gerektiğini ifade ediyor ve ortaya çıkan belirtilerin şiddetlenmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını tavsiye ediyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Songül Özer, Covid-19 aşısı ile ilgili merak edilen konularla ilgili önemli bilgiler paylaştı.
İki doz aşı arasında 28 gün ya da 1 ay olmalı
İlk aşı ile vücutta antikor seviyesinin belli bir düzeye kadar gelebildiğini belirten Dr. Songül Özer, “O yüzden tam olarak korumaya yetmiyor. Antikor seviyesinin daha çok yükselmesi ve daha uzun süre vücutta kalması için yaklaşık 28 gün ya da 1 ay sonra ikinci aşının da mutlaka yapılması gerekiyor. Aşının ne kadar süre için koruyucu olabileceği ile ilgili şu an için net bir bilgi bulunmamakta. En yakın zamanda influenza pandemisi ile karşılaşmıştık. Influenza gibi düşünürsek bu aşının da ortalama 1 yıl süre için koruyacağına inanıyoruz. Bu süre daha da uzun ya da daha kısa olabilir. Şu an için net bir bilgi paylaşmak zor. Sahip olduğumuz şimdiki bilgilere göre yılda 1 kez tekrarlanacakmış gibi düşünüyoruz” dedi.
Aşıdan sonra karantina gerekli değil
Aşıdan sonra karantinaya girmeye kesinlikle gerek olmadığını vurgulayan Özer, “Aşıyı yaptırdıktan sonra koruma altına aldığımızı ve ikinci dozu yaptıktan sonra da korumayı yükselttiğimizi düşünüyoruz. Karantinayı aktif olarak solunum sekresyonları ile etrafa virüs saçan ya da saçma ihtimali olan kişilere uyguluyoruz. Aşı olan kişilerin vücudunda aktif virüs yoktur. Aktif virüs olmadığı için etrafa saçma, bulaştırma, hastalık olmadığı için yayma gibi bir ihtimalleri de yok. O yüzden karantina kesinlikle gereksiz diyebiliriz” diye konuştu.
Aşının kesin etkileri henüz net olarak bilinmiyor
Herhangi bir bilim insanının aşının etkileri ile ilgili bilgi sahibi olduğunu düşünmediğini söyleyen Dr. Songül Özer, sözlerine şöyle devam etti:
“İlk 3 faz denemeleri işte bu yüzden yapılıyor. Birinci faz daha çok hayvanlar üzerinde, ikinci fazda daha dar bir insan grubunda, üçüncü fazda daha fazla uzun süre ve fazla sayıda insanla deneme yapılıyor. O uzun süre henüz geçmedi. Hastalık henüz 1 yıldır hayatımızda. Aşı çok daha kısa süredir var. O yüzden hastalığın uzun vadedeki etkilerini hiç bilemediğimiz gibi aşının etkilerini de kesinlikle bilmiyoruz. Bu teknikle geliştirilmiş olan başka aşılar var hayatımızda. Koronavirüse karşı değil ama başka virüslere karşı geliştirilmiş olan aşıları biz on yıllardır kullanıyoruz. 60-70 yıldır kullandığımız aşılar var. Onların uzun vadede neler yaptıklarını biliyoruz. Hiç birinin hayatla bağdaşmayan yan etkileri olmadı. Elbette aşı yapıldığında kaşıntı ve kızarıklık yapabiliyor. Bu yüzden aşı yaptığımız kişiyi yarım saat boyunca gözlem altında tutuyoruz. Henüz bir deneyimimiz olmadığı için çok uzun vadede nasıl bir etki yapabileceğine dair bir bilgi bulunmamakta.
Belirtiler şiddetlenirse sağlık kuruluşuna başvurulmalı
Sağlık Bakanlığının da tavsiye ettiği gibi 15 – 30 dakika süresince aşı yapılan kişinin ilk reaksiyonları açısından gözlem altında tutulması gerektiğine dikkat çeken Dr. Songül Özer, “Biz de hastanemizde aşı uygulamasına başladık. Aşı yaptığımız kişileri bir hemşire ve bir hekim gözetiminde yarım saat boyunca gözetim altına alıyoruz. İlk belirti olarak aşı yerinde kızarıklık, kaşıntı veya ağrı olabilir. İlk gece belki baş ya da kas ağrısı olabilir. Özellikle aşı yapılan bölgede bir hassasiyet meydana gelebilir. Bu belirtiler dışında çok fazla bir etki beklemiyoruz. Bu belirtilerin oluşmasını normal karşılıyoruz. Kas içine ya da deri altına yapılan bütün aşılarda oluşabilen lokal etkiler olduklarını söyleyebiliriz. Ağrı olduğunda bir parasetamol türü bir ağrı kesici, ateş düşürücü alabilirler. İlk yarım saatin ardından hastaneden ayrıldıktan sonra bu belirtiler şiddetlenirse doktorlarına ya da en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelerini gerekir” diye konuştu.
İki doz aşı kesinlikle aynı olmalı
İlk doz aşı ile ikinci doz aşının aynı marka olma gerekliliğinin çok sık sorulan sorulardan biri olduğunu ifade eden Özer, “İnaktif ve mRNA tekniği ile üretilen aşılardan hangisini tercih etmeleri noktasında karar veremiyorlar. Bir doz birinden ikinci dozu diğerinden olabilir miyim gibi sorular geliyor. Bu mümkün değil. Eğer ilk doz inaktif aşı ile aşı olunduysa ikinci doz da aynı olmalı. Aynı teknikle oluşturulan aşı da demiyoruz birebir aynı aşı olması gerekiyor. Her aşının virüsün hangi bölgesine karşı yapıldığını bilemezler. Her aşının yapım tekniği farklı. Yöntem aynı olsa da virüsün çalıştırıldığı bölge farklı oluyor. O yüzden aynı firmanın aynı aşısı ile 2’nci dozu yaptırmak gerekiyor. 1 ay arayla aşıları yaptırdıktan sonra şu anki açıklamalara göre ancak 1 yıl sonra ancak bir başka marka aşı ya da farklı bir yöntemle aşı yaptırılabilir” dedi. Kaynak (Faselis)