Büyük Ev Ablukada’nın sevilen solisti Gülinler’in sunduğu Zorlu PSM’nin dijital serisi “Bir Masada Oturduk”, naif tınılı sesiyle söylediği şarkıları ve ilgi çekici düetleriyle tanınan Deniz Tekin’i ağırladı. Gülinler ve Tekin’in keyifli sohbetinin yanı sıra farklı türlerden yaptıkları coverları da birlikte seslendirdikleri programın tamamı şimdi Zorlu PSM YouTube kanalında yayında.
Çekimleri sevilen caz kulübü touché’de fiziki mesafe önlemleri ile gerçekleştirilen, Bant Mag.’ın da editöryel ve kreatif olarak dâhil olduğu Zorlu PSM Youtube kanalının dijital serisi “Bir Masada Oturduk” yeni bölümünde naif tınılı huzurlu sesi ile dinleyicilerin kısa sürede beğenisini kazanan Deniz Tekin’i ağırladı.
Yeni bölümünde Gülinler’in konuğu olan Deniz Tekin, rap müzikle olan ilişkisinden devam ettiğini üniversite hayatına kadar pek çok detayı içtenlikle paylaşıyor.
“Dinlemeye tahammül edemediğim şarkılarım var.”
İlk albümünü henüz 17 yaşındayken sevenleriyle buluşturan Deniz Tekin, ilk albümüne bugünden bakmayı; “Şimdi dönüp dinleyemediğim şarkılarım var o albümümde, ya da başka bir arkadaşımın dinlediğini duyduğumda atlasana bu parçayı dediğim de oluyor. Bir yanıyla bu durum bana normal de geliyor tabii. Tamam, her şey mükemmel olmuş deseydim geçen zamana rağmen, bunu demek üzerine bir şey katamayacağını veya kendini geliştirmeyeceğini kabul etmekle aynı anlama gelir bence.” sözleriyle anlattı.
‘’Rap müzik artikülasyonumu düzeltti.’’
Yakın zamanda yaptığı rap düetleriyle de adından söz ettiren Tekin, “Ben rap müzik dinlemeye Ezhel’in ‘Müptezel’ albümüyle başladım. Başından sonuna kadar dinlediğim ilk rap albümüydü. Rap konusunda bir iddiam yok aslında ancak rap müziğin hayatıma girmesi artikülasyonumu düzeltmeme yardım ettiğini söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.
“Pandemi psikolojisinin kolay kolay geçeceğini düşünmüyorum.”
Pandemi sürecinin kendisi için nasıl bir etki yarattığını da anlatan Tekin; “Şu an kendim için iyiyim de diyemem kötüyüm de diyemem. Pandemi süreci değişik bir süreç oldu mutlaka herkes için. Özellikle son dönemde getirilen saat sınırlandırmaları herkeste olduğu gibi bende bakkala gidiyorum diyerek evden çıkıp bakkala gitmeme ve biraz daha dışarda olmak ve dolaşmak olarak kendisini gösterdi. Öncesinde düşünmeden bir refleks olarak yaptığımız el sıkışmasından sarılmasına kadar aktivitelerin artık bir duraksama yaratması oldukça zordu. Bu süreç artık bitmeye doğru evrilse de insanların üzerine çöken bu psikolojinin etkisinin kolay kolay geçeceğini düşünmüyorum.” sözleriyle anlattı.