Muğla‘nın Fethiye ilçesinde kaybolmaya yüz tutan geleneksel dokuma “Üzümlü dastarı”, Türk Patent ve Marka Kurumundan Coğrafi İşaret Tescil Belgesi aldı.
Bölgedeki kültürel zenginliğin parçası olarak asırlardır süregelen dokumacılığı yaşatmak için tezgah başına geçen kadınlar, eski dönemde sadece içlik ve başörtüsü yapımında kullanılan “dastar” dokumaların ürün çeşitliliğini artırdı.
“Üzümlü dastarı” için kurulan tezgahlarda artık giysi ve hediyelik ürünler de dokunuyor. Dokuma için kullanılan pamuk iplik, ilk olarak unlu suyla kaynatılıyor. Kurutulduktan sonra tezgahlarda dokunan ipliklerle, farklı motiflerde birbirinden değişik ürünler ortaya konuyor.
Kaybolmaya yüz tutan bu dokumanın gelecek nesillere daha rahat aktarılması amacıyla Fethiye Belediyesinin Türk Patent ve Marka Kurumuna başvurusu sonucu Üzümlü dastarı için Coğrafi İşaret Tescil Belgesi alındı.
– “Üretime destek vermeye devam edeceğiz”
Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçenin kültürel değerleri arasında yer alan Üzümlü dastarı dokumasının coğrafi işaret almasının mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Türkiye’nin en güzel turistik ilçelerinden Fethiye’nin, deniz turizminin yanı sıra kültür ve tarih turizmiyle de ön plana çıktığını vurgulayan Karaca, “Üzümlü dastarını dünya markası yapmak için elimizden ne geliyorsa yapmaya, üretime destek vermeye devam edeceğiz. Dastarımız, ilçemize gelen misafirlerimizin ilgisini çekiyor. İstanbul ve Ankara’da belediyelerimizle görüşmelerimiz sonucu dastarımızın bu bölgelerde pazarlanmasını sağlayacağız. Coğrafi işaretimiz Fethiye’mize hayırlı uğurlu olsun.” ifadesini kullandı.
– Annesinden öğrendi, kursa katılanlara öğretiyor
Geleneksel dokumacılığın unutulmaması için Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü bünyesinde Yeşilüzümlü Mahallesi’nde açılan kursta usta öğretici olarak görev yapan Feray Aykurt ise unutulmaya yüz tutan dastar kültürünün sürdürülmesi için mücadele ettiklerini dile getirdi.
Annesinden öğrendiği dastar dokumayı kursa katılanlara öğretmeye çalıştığını anlatan Aykurt, “Özveriyle uğraşıyor, emek veriyorum. Dokumamız sağlıklıdır. Yüzde yüz pamuktan, kışın sıcak yazın serin tutar. İnsanın terini emer, çok sağlıklı. Dastarı, önceleri yaşlılarımız içlik ve baş örtüsü olarak kullanırdı. Şimdi tekstilin de gelişmesiyle perdeden kıyafete birçok ürün elde ediliyor.” diye konuştu.
Dastarın tescillenmesinin mahallede dokuma yapan kadınları çok sevindirdiğini vurgulayan Aykurt, dokunan dastar bezlerinin satılarak aile ekonomisine katkı sağlandığını, çocuklarının okul harçlıklarını çıkardığını kaydetti.
Mahalle sakini 74 yaşındaki Cahide Coşkun ise annesinden öğrendiği dokumayı yaklaşık 60 yıldır yaptığını söyledi.
Dastardan bir gömlek giyenin bir daha vazgeçemeyeceğini belirten Coşkun, “Güzel ve sıhhatlidir. Gençlerimiz bunlarla uğraşsın istiyoruz. Biz bunu günde 20 santimetre dokuyoruz. Üzümlü dastarımızın unutulmamasını istiyoruz.” dedi. Kaynak (AA)