Daha fazla göster
Kurucusu: Recep Tayyip Erdoğan
Kuruluş tarihi: 14 Ağustos 2001
Genel merkezi: Ankara
Kurucuları ve önde gelen isimlerinden bir bölümü, eski Fazilet Partisine (FP) yakın ya da Fazilet Partisi kadrosundan olup bu partinin kapatılmasından sonra kurulan ve devam niteliğine sahip olduğu kabul edilen Saadet Partisine (SP) katılmayanlardır. Gerek kuruluştaki, gerekse sonraki dönemlerdeki kadroları değişik parti ve siyasi görüşlerden pek çok adı barındırmıştır. Fazilet Partisinin veya ilgili siyasi geleneğin bir uzantısı olarak gösterilmesi partililer tarafından kabul görmemektedir. Ayrıca Anavatan Partisinin (ANAP) devamı olduğu da iddia edilmiştir.Kurucularından Recep Tayyip Erdoğan, partinin siyasi yelpazedeki yerinin muhafazakâr demokratlık olduğunu belirtmiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi, kurulduğu günden beri katıldığı seçimlerin tamamında birinci parti olmuş ve katıldığı altı genel seçimin beşinde (2002, 2007, 2011, Kasım 2015 ve 2018) tek başına iktidar olmuştur. Partinin 2001’deki kuruluşundan itibaren genel başkanlık görevini sürdüren Erdoğan’ın, 2014 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından bu göreve eski Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu getirildi. Parti, Davutoğlu liderliğinde katıldığı Haziran 2015 Türkiye genel seçimlerinde %8.96 oy kaybederek %40.87’ye geriledi. Kasım 2015 genel seçimlerindeyse tarihindeki en büyük oy sayısı ve %49.5 ile 2011’den sonra en büyük oy oranına sahip olarak, 317 milletvekili elde etti ve TBMM’de tek başına iktidar olabilecek çoğunluğa ulaştı. Ahmet Davutoğlu’nun istifa etmesinin ardından gerçekleştirilen kongrede Binali Yıldırım partinin genel başkanlık görevine seçildi. Yıldırım 24 Mayıs 2016 tarihinde 65. Türkiye Hükûmeti’ni kurarak başbakanlık görevine başladı. 24 Haziran 2018 Genel seçimlerinde %42.56 oy alan AKP iktidarını devam ettirdi. 10 Temmuz 2018 tarihinde 66. Türkiye Hükûmeti kuruldu.
Tarihçe
16 Ocak 1998’de Refah Partisi’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasıyla Millî Görüş geleneğinden gelen siyasiler Fazilet Partisi altında tekrar birleşti. Ancak değişmeyen politikalar ve değişmeyen yaşlı lider kadro sebebiyle partinin halk tabanında karşılık bulamadığını düşünen Abdullah Gül liderliğindeki Yenilikçiler, Gelenekçiler ile Fazilet Partisi kongresinde başkanlık yarışına girdi. 14 Mayıs 2000 tarihinde düzenlenen kongreyi küçük bir farkla kaybeden Yenilikçiler artık partide toplum tabanlı bir siyaset yapılamayacağını düşünmeye başladılar. Bu ortam içinde Fazilet Partisi de Refah Partisi ile aynı akıbete uğrayarak kapatıldı (22 Haziran 2001). Hapisten çıkan Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarına katılması ile Yenilikçiler hemen yeni bir parti çalışmalarına başladı. 14 Ağustos 2001 tarihinde ise Adalet ve Kalkınma Partisi kuruldu. Partinin kurucuları arasında Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, İdris Naim Şahin, Binali Yıldırım ve Bülent Arınç bulunur. Bünyesinde Millî Selamet Partisi-Refah Partisi-Fazilet Partisi (Millî Görüş), Anavatan Partisi (Turgut Özal’a yakın isimler) ve Demokrat Parti-Adalet Partisi-Doğru Yol Partisi (merkez sağ) kökenli isimler bulunuyordu. Parti isminin bulunması, logosu ve sloganlarının belirlenmesinde reklamcı Erol Olçok’un (1963-2016) da etkisi büyüktü.
AK Parti-Gülen Hareketi çatışması
Cumhuriyetin kurulmasından itibaren Türkiye’nin politik yaşamında önemli yeri olan büyük cemaatler 1973 seçimlerinden itibaren Millî Görüş çizgisindeki Necmettin Erbakan’dan uzaklaştılar. 1994 yerel seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyen Fethullah Gülen ve Gülen Hareketi o tarihten itibaren yerel ve genel seçimlerde AK Parti’ye ve Erdoğan’a olan desteğini sürdürdü. Gülen cemaatinin bu süreçte ve AK Parti iktidarlarında emniyette, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı’nda ve yargıdaki ilerleyişinin ve özel okullar ve diğer faaliyetlerinin partinin bütün liderleri ve devlet kurumları tarafından desteklendiği öne sürüldü.Gülen Cemaati ile AK Parti arasındaki temel ittifakın ortak tehdit olarak algılanan askeri vesayete karşı olmaları olduğu dillendirildi.
Cemaat hakkında hazırladığı İmamın Ordusu kitabı nedeniyle Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak hapis yatan gazeteci Ahmet Şık hapisten çıkarken “Bu komployu kuran, yürüten polisler, savcılar ve hâkimler bu cezaevine girecek. Onlar buraya girdiğinde adalet gelecek. O cemaat bağlantılı, o çete bağlantılı adamlar buraya girecek. Bunlara sesini çıkarmadığı için siyaseten sorumlu AK Parti hükûmetidir.” şeklinde açıklama yaptı. Şık konu hakkında yazdığı Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda, AK Parti-Cemaat İttifakı Nasıl Dağıldı? kitabında, sözü edilen ittifakın tarihçesini anlattı. Aynı davada Haliç’te Yaşayan Simonlar: Dün Devlet Bugün Cemaat kitabında cemaatin polis ve yargı içinde örgütlendiğini iddia ettiği için yargılanan Hanefi Avcı, daha sonra yazdığı Cemaat’in İflası – Hoca’nın Ayağının Kaydığı Yer kitabında 2011’deki genel seçimler öncesinde cemaatin partiden 80 civarında milletvekili istediğini ama AK Parti’nin buna yanaşmadığını yazdı.[61]
Bir görüşe göre Cemaat AK Parti ile ittifakını 2009’da sona erdirmiş ve o tarihlerden itibaren basın ve akademisyenler aracılığıyla hükûmeti eleştirmeye başlamıştır.[62] Hükûmetin bazı cemaatçi kadroları yetkili makamlardan tasfiye etmeye başlamasının ardından 2012 Şubat ayında İstanbul’da bir savcılığın MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye davet etmesi bir krize neden oldu. Bu Cemaat ile AK Parti arasındaki çatışmanın dışa vurulan ilk büyük belirtisi olarak değerlendirildi.[63] 17-25 Aralık operasyonlarında AK Partinin dört bakanına karşı yapılan operasyonlar hükûmet tarafından darbe girişimi olarak adlandırıldı. Bu olaydan sonra HSYK gerilimi yaşandı. 17-25 Aralık operasyonunda dönemin savcısı Zekeriya Öz, başbakanın yurt dışına kaçtığını öne sürmüştür. Bunun sonucunda 8 AK Parti milletvekili partisinden istifa etmiştir. Bazı devlet kurumlarında paralel yapı ile ilişkisi olduğu düşünülen kişiler görevden alındı. Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen 17 – 18 Aralık 2013 tarihli telefon görüşmeleri yayınlandı. Dönemin Ana Muhalefet partisi CHP bu konuşmayı mecliste milletvekillerine dinletti. Daha sonra Erdoğan’ın ABD ziyaretinde Fetullah Gülen’in iadesi istenmiş fakat Beyaz Saray’dan gelen açıklama ile konu olumsuz sonuçlanmıştır. Daha sonra 14 Aralık 2014’te Samanyolu Genel koordinatörü Hidayet Karaca terör örgütüne üye olmak ve terör örgütünün propagandasını yapmakla tutuklanmıştır. Zaman gazetesi yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı da aynı nedenle gözaltına alınmıştır. 12 Haziran 2015’te Zekeriya Öz meslekten ihraç edilmiştir. Daha sonra Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeçe yakalama kararı verilmiştir. Bu olaydan sonra 12 Ağustos’ta Zekeriya Öz ve Celal Kara önce Ermenistan’a daha sonra Almanya’ya gitmişlerdir. Türkiye eski savcıları istemiş fakat Almanya Hükûmeti iade etmemiştir.
2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 28 Ağustos 2014’te görevinin bitmesinden dolayı 1 Temmuz 2014’te AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan aday gösterildi.[64] Erdoğan’ın adaylığını Mehmet Ali Şahin açıklayarak kamuoyuna duyurdu. Seçimin ilk turu 10 Ağustos’ta yapıldı. Erdoğan seçim pusulasında ilk başta yer aldı. Erdoğan’ın seçimde kullandığı logonun Obama’nın 2008 yılında kullandığı logoya benzediği iddia edildi.[65] Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı seçiminde yapılan bağış miktarı 55.260.778 TL olarak açıklandı. 10 Ağustos’ta yapılan seçimlerde Erdoğan, %51,79 oranında oy aldı.
Ahmet Davutoğlu Dönemi (2014-2016)
Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra 27 Ağustos 2014’te yapılan AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresinde Ahmet Davutoğlu 1382 delegenin oyunu alarak 2. AK Parti genel başkanı seçilmiştir. 28 Ağustos 2014’te cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başbakanlık vekaletini alan Davutoğlu 62. Türkiye Hükûmetini kurmakla görevlendirilmiştir. Ahmet Davutoğlu başbakanlığında kurulan 62. Türkiye Hükûmeti bakanlar kurulu listesini 29 Ağustos 2014 tarihinde açıkladı. 6 Eylül 2014 Cumartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan güven oylaması sonucunda 133 ret oyuna karşılık alınan 306 kabul oyuyla 62. Türkiye Hükûmeti Davutoğlu başbakanlığında güven oyu alarak resmen göreve başlamıştır. Ahmet Davutoğlu önderliğinde 2015 genel seçimlerinde 258 milletvekili çıkararak birinci parti olmuştur. İç Güvenlik yasası onaylanmıştır.
7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti tek başına iktidar olabilecek çoğunluğu yakalamamasına rağmen birinci parti olmuştur. Daha sonra yapılan Koalisyon görüşmeleri ise başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ahmet Davutoğlu 9 Haziran’da istifasını cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunmuş ama anayasa gereği yeni hükûmet kurulana kadar görevde kalmıştır. 26 Haziran 2015 günü TBMM Başkan adayı İsmet Yılmaz olarak belirlenmiş, Yılmaz, 1 Temmuz 2015 günü yeni başkan seçilmiştir. 10 Temmuz günü hükûmeti kurmakla görevlendirilen Davutoğlu 13 Temmuz’da CHP 14 Temmuz’da MHP ve 15 Temmuz’da HDP genel merkezlerini ziyaret etmiştir. 22 Temmuz’da ise Ömer Çelik ile Haluk Koç koalisyon görüşmelerini başlatmıştır. Davutoğlu, 11 Ağustos 2015’te Bakanlar kurulu toplantısı çıkışı sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile 4 saat 20 dakika görüştü. 14 Ağustos 2015’te tekrar görüşen Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu görüşmesinden koalisyon çıkmamıştır. 17 Ağustos 2015’te AK Parti ve MHP heyeti bir araya geldi.
Ahmet Davutoğlu 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında 45 gün içinde hükûmetin kurulamamış olması ve Cumhurbaşkanının TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermesi üzerine ülkeyi 1 Kasım 2015’te yapılacak seçime kadar yönetmek üzere seçim hükûmeti kurulmasına karar verilmiştir. Bu hükûmete MHP ve CHP bakan vermeyeceklerini açıkladı. 26 Ağustos 2015’te Davutoğlu CHP, MHP ve HDP’den bazı milletvekilerine bakanlık teklifi götürdü. Bu tekliflerden HDP 2 bakanlığı kabul etti. MHP’den de Tuğrul Türkeş kabul ederek MHP tarafından MHP Disiplin Kuruluna sevk edilmiştir. 29 Ağustos’ta kurulan seçim hükûmeti başbakanı olmuştur.
12 Eylül 2015’te AK Parti 5. Olağan Kongresi yapılmış ve Ahmet Davutoğlu tek aday gösterilip kayıtlı bin 445 delegeden bin 353 oy alarak 2. kez Genel Başkan seçilmiştir. 13 Eylül’de MYK ve MKYK yeni üyeleri belirlenmiştir.
Ahmet Davutoğlu’nun lideri olduğu AK Parti, 1 Kasım seçiminde tarihindeki en büyük oy sayısı ve %49.5 ile en büyük oy oranına sahip olarak TBMM’de tek başına iktidar olabilecek çoğunluğa ulaştı. Sonrasında Davutoğlu, 64. hükûmetini kurması için görevlendirildi.
Recep Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu arasındaki gerilim
Ana madde: Ahmet Davutoğlu’nun istifa süreci
Kamuoyunda ilk olarak, Ocak 2015’te Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ancak hayata geçirilemeyen ‘şeffaflık paketi’ ve 17 Aralık Yolsuzluk soruşturmasında adı geçen 4 bakanın yüce divana gönderilmesi hususlarında Davutoğlu-Erdoğan arasında gerginlik çıktığı iddia edilmişti.
29 Nisan 2016 tarihinde yapılan AK Parti MKYK’sında alınan kararla, genel başkanın “il ve il başkanı atama yetkisi” MKYK’ya verildi. Bu toplantıda alınan kararın toplantıdan önce Erdoğan’a yakın üyeler tarafından alındığı ve toplantı sırasında Davutoğlu’na imzalatıldığı iddia edildi.
4 Mayıs 2016 günü, Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu arasında Saray’da ikili bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda Davutoğlu’nun doğrudan istifa etmesi yerine AK Parti’yi kongreye götürmesi ve yeniden genel başkan adayı olmaması kararlaştırıldı. Bu toplantıdan bir gün sonra Davutoğlu, 5 Mayıs 2016 günü 1 Kasım seçiminden sonra sadece 6 ay görev yapmasını nazara vererek “4 yıllık sürenin daha kısa sürmesi benim tercihim değildir. Zarurettir” şeklinde bir açıklama yaptı ve AK Parti’yi 22 Mayıs’ta yeni Genel Başkan seçimi yapması için 2. Olağanüstü Büyük Kongre’ye çağırdı. Ahmet Davutoğlu’nun Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin hemen sonrasında bu kararını açıklaması bazıları tarafından Saray Darbesi şeklinde ifade edilmiştir.
Binali Yıldırım Dönemi (2016-2017)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 64. Türkiye Hükûmeti’nin Başbakanı Ahmet Davutoğlu yaptıkları toplantı sonrasında Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlık görevinden istifa etme kararı almasıyla AK Parti 2. Olağanüstü Büyük Kongresi ‘sinin düzenlenerek 3. genel başkanın seçilmesi kararlaştırıldı. 22 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenen kongrede Binali Yıldırım, 1470 oyun 1405’ini alarak AK Parti’nin 3. genel başkanı seçildi ve hükûmeti kurma görevi verildi. 24 Mayıs 2016 tarihinde Yıldırım, 65. Türkiye Hükümet’ni kurdu ve bu hükûmet TBMM tarafından 315 oyla güvenoyu aldı.
Başkanlık Sistemi
Yıldırım, yeni Hükûmet’in öncelikli konusunun yeni anayasa başkanlık sistemi de dahil olmak üzere yeni yönetim sistemini belirleyecek değişikliğin olduğunu ve yeni anayasayı gerçekleştirmek için çalışmalara hemen başlanacağını açıkladı. Ayrıca 12 Eylül Darbesi sırasında yazılmış mevcut anayasayla 2023 Hedeflerine ulaşamayacağını belirterek tüm muhalefet partilerine yeni anayasa çağrısı yaptı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin parlamenter sistemden yana olduğunu fakat Başkanlık sisteminin referanduma götürülmesinde herhangi bir sakınca duymadığını bildirdi. Yıldırım, Türkiye’nin fiili durumu hukuki durum hâline getirmek mecburiyetinde olduğunu ve Başkanlık sisteminini içeren anayasa teklifini kısa süre içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getireceklerini belirtti.[
Ana muhalefet partisi CHP ile HDP’nin yanı sıra; genel başkan adayı Sinan Oğan, Meral Akşener gibi eski MHP milletvekilleri ile Yusuf Halaçoğlu, Ümit Özdağ gibi meclisteki bazı MHP milletvekilleri sıcak bakmamaktadır.
Recep Tayyip Erdoğan Dönemi (2017-günümüz)