İzmir’in En gözde tarihi yerleri Her yeri ayrı bir tarih kokan dolaşmakla, sokaklarını bitiremeyeceğiniz tarihi şehir tanımak için sizlere İzmir’in tarihi yerlerine bir seyahate hazırlıyoruz.
İzmir tarihi hakkında; MÖ 1. yüzyılda Smyrna ismiyle Yunanli kolonistler tarafından kurulduğu bilinen İzmir, Heredot, Aristo gibi pek çok felsefeci tarafından dünyanın en güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilmiştir. İzmir’deki ilk yerleşimlerin ise MÖ 3000 yıllarında olduğu düşünülmektedir. Gerçekleştirilen kazılarda ilk yerleşimin Antik Bronz Çağı’na tarihlendiği bilinmektedir.
Kent, antik dönemdeki en güçlü çağlarını MÖ 650 ve 545 yılları arasında yaşamıştır. Bu dönemler arasında şehir gerek tarım gerekse ticaret konusunda bölgenin en güçlü noktalarından biri olmuştur.
1620’de İzmir, Osmanlının en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir. 1688 senesindeki güçlü bir depremin ardından yayılan yangın şehre büyük zararlar vermiştir. Hızla yeniden yapılanan İzmir, 18. ve 19. yüzyılda uluslararası bir ticaret merkezi olmuştur.
1923 senesinde yeniden bir yangınla zarar gören şehir, hızlı bir şekilde yapılanmış ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli şehirlerinden biri olmuştur.
İzmir’in en ünlü yerleri; İzmir’in en önemli buluşma noktası olan Saat Kulesi, artık İzmir’le anılan en ünlü simgelerinden biridir. Kordon, tarihi asansör gibi diğer simge yapıları da ilk akla gelen yerler arasındadır.
İzmir gezi tavsiyesi; Muhteşem Ege mutfağını denemeden, yamaç paraşütü, rüzgar sörfü gibi heyecanlı sporları yapmadan, Kordon’da yürüyüşe çıkmadan İzmir gezinizi asla tamamlamayın.
Müzekart; Müzekart ve Museum Pass Ege kartları ile İzmir’deki birçok tarihi yeri ve ören yerini ücret ödemeden ziyaret etme fırsatını yakalayabilirsiniz.
İzmir’de bulunan tarihi Kaleler
1. Kadife kale
İzmir şehir merkezinde kale denilince akla gelen tek bir yer var; o da Kadifekale. Kalenin hatırı sayılır bir bölümü yıkılmış olsa da; ayakta kalan kuleleri ve güney duvarları gezilip görülebilir. Bölgenin asıl özelliğinin ise, İzmir Körfezi’ne hakim manzarası olduğunu söyleyebiliriz. Kale ve çevresindeki şehrin MÖ 4. yüzyılda kurulduğu biliniyor. Deniz seviyesinden 186 metre yüksekte konumlanan Kadifekale; 6 kilometrelik toplam alana sahip. 18. yüzyıla kadar yerleşim yeri olarak kullanılmayan bölge, bu tarihten itibaren çeşitli sosyal donatıların yapılmasıyla yerleşime açılmıştır. Halihazırda Kadifekale’de yeterince turistik hareketlilik yok; hatta İzmir yerlilerine sorduğunuzda güvenlik bakımından endişelerini iletebilirler. Neyse ki belediye tarafından Kadifekale’yi İzmir turizmine dahil etmek için iyileştirme projeleri yapılıyor.
Neden görmeliyim? Son dönemlerde gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde güvenlik konusunda büyük aşamalar kaydedilen Kadifekale, İzmir’in en güzel manzaralarına sahip olmasıyla biliniyor. Eğer cesaret edip bu tarihi bölgeye giderseniz karşınızdaki muhteşem manzaranın tadını sonuna kadar çıkarmalısınız.
Adres:
Kadifekale yol tarifi
2. Sığacık Kalesi
İçindeki hayatın beş yüz yılı aşkın süredir kesintisiz olarak devam ettiği bir kaleden söz ediyoruz. İzmir’in “Sakin Şehir” ya da orijinal adıyla “Citta Slow” markasını yaşatan güzel ilçesi Seferihisar’ın en hareketli yeri burası olabilir. Sığacık Kalesi ve çevresi, özellikle yaz günlerinde dolup taşıyor.
Sığacık Kalesi, köyün liman kısmında bulunmaktadır. Kale, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1521-1522 yılları arasında Osmanlı donanmasının komutanı Parlak Mustafa Paşa tarafından, Rodos kuşatmasına hazırlık olarak inşa edilmiştir. Kalenin inşa edilmesi fikri Piri Reis tarafından Sultan Süleyman’a sunulmuştur.
Kale, antik Yunan kenti Teos’un yakınlarında inşa edilmiştir ve muhtemelen bu kentin kalıntıları kalenin yapımında kullanılmıştır. Kale, üçgen bir yapı üzerine kurulmuştur. Kalenin 3 tane girişinin olduğu tahmin edilmektedir ancak bu girişlerin nerede olduğu bilinmemektedir.
Neden gitmeliyim? Şehrin hem Osmanlı hem de antik dönemine ait kalıntıların bulunuyor olması, Sığacık Kalesi’ni, İzmir’de görülmesi gereken tarihi yerler arasında ilk sıralara taşımaktadır.
Kaçırmayın! Pazar günleri Sığacık Kalesi’nde İzmir’in yöresel lezzetlerini de tadabileceğiniz bir de organik pazar kuruluyor. Sığacık köyünü de gezmeyi ve sakinliği hissetmeyi de ihmal etmeyin tabi ki.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
3. Çeşme Kalesi
Deniz tatili için ilçeye gelen turistlerin yolu bir şekilde mutlaka tarihi kaleye de düşüyor. İzmir’in en gözde ilçelerinden birinde bulunan Çeşme Kalesi, liman kısmında yer almaktadır. Kalenin tam olarak ne zaman inşa edildiği bilinmemekle birlikte, 15. yüzyılda Osmanlı döneminde II. Bayezıd tarafından limanın güvenliği için yapıldığı tahmin edilmektedir. Çeşitli dönemlerde zarar gören kale, 1768-1774 senesinde Rus-Osmanlı Savaşı sonrasında onarılmıştır. Çeşme Kalesi, eğimli bir araziye inşa edilmiştir ve dikdörtgen bir zemin planına sahiptir. 3 savunma duvarına sahiptir.
Çeşme Kalesi, Çeşme gibi merkezi bir yerde olması ve 500 yıllık bir tarihe sahip olması nedeniyle listede olması gereken yerlerden biridir.
Çeşme Kalesi içinde Çeşme Arkeoloji Müzesi ismiyle ziyaretçilerini kabul eden bölgenin tarihi hakkında küçük bir de müze bulunmaktadır.
Adres:
- Telefon
- Ziyaret saatleri
- Giriş ücreti
4. Çandarlı Kalesi
Dikili’nin en önemli tarihi yerleri arasında bulunan Çandarlı Kalesi’nin yapım yılına dair net bir bilgi bulunmamasına karşın, kalenin yapımında MÖ 2. yüzyıldan kalma taşlara rastlanması, kalenin yapım tarihi ile ilgili bir fikir sunmaktadır. 14. yüzyılda Cenevizliler tarafından yeniden inşa edilen kale, 15. yüzyılda ise Osmanlılar tarafından inşa edilmiştir.
Burası hem kendinizi Orta Çağdaymış gibi hissetmenize olanak tanıyor hem de muhteşem manzarası ile “iyi ki gelmişim” dedirtiyor.
Adres:
- Telefon:
- Ziyaret saatleri:
- Giriş ücreti:
5. Foça Beş Kapılar Kalesi
Eski Foça içinde yer alan bu kale, “Foça Kalesi” olarak da anılmaktadır. Athena Tapınağı’nın bulunduğu yerde 11. ve 12. yüzyıllarda inşa edilmiş olan Beş Kapılar Kalesi, Bizans, Osmanlı ve Cenevizliler döneminde çeşitli onarımlardan geçmiştir. Kale’nin sahip olduğu 5 adet kapı nedeniyle bu isimle anıldığı düşünülmektedir. 1538-1539 senesinde Osmanlı döneminde Silahtar İskender Ağa tarafından kalenin surları onarılmıştır. Kale, sahip olduğu tarihi değerler neticesinde 2013 senesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de dahil edilmiştir.
Yaklaşık 1000 senelik bir geçmişe sahip olan Foça BeşKapılar Kalesi, güzel bir kasabada bulunuyor ve görünüm itibariyle de oldukça güzel korunmuş etkileyici bir kale olması nedeniyle görülmesi gereken yapılar arasında bulunuyor.
İzmir gece hayatının parçası olan Foça’daki açık hava etkinlikleri zaman zaman kaleye de taşıyor. İlçenin “Eski Foça” olarak anılan bölümünde yer alan kale çevresinde çok sayıda hediyelik eşya satıcısı ve yeme içme olanağı da var. Açık hava tiyatrosu olarak da kullanılan kalede, eğer bir etkinliğe denk gelirseniz de mutlaka izleyin.
Adres:
- Ziyaret saatleri
- Giriş ücreti:
6. Foça Dış Kale
Foça gezisi esnasında deniz kenarında ilçenin güneybatısında deniz kenarında Dış Kale ile karşılaşabilirsiniz. 1678 yılında Osmanlılar tarafından inşa edildiği tahmin edilen kalenin; boğazkesen görevine sahip olduğu düşünülmektedir. İç kısmında hamam kalıntılarını halen görebildiğiniz mekan Ceneviz Kalesi olarak da anılıyor. Kalenin
Harap durumda bulunan kalenin içindeki araştırmalarda Osmanlılara ait hamam kalıntılarına da rastlanmıştır. Günümüze kalenin duvarlarının bir kısmının ulaşabildiği gözlenebilmektedir.
Bölgenin en stratejik konumlarından birinde inşa dilmiş olan Foça Dış Kale’nin, yoğun bir turistik hareketliliğe sahip olduğu söylenemez ancak tarih meraklıları burayı rotalarına dahil etmesi faydalı olacaktır.
Adres:
- Ziyaret saatleri:
- Giriş ücreti:
7. Hisar Köyü (Asar) Kalesi
Roma-Bizans döneminde inşa edilmiş olan Hisar Köyü Kalesi, Hisar Köyü’nün Köyiçi mahallesinde bulunmaktadır. Kale, günümüzde mahallenin yerleşimi içinde kalmış, adeta mahalle ile bütünleşmiştir. Hatta bazı yapılar kalenin sur duvarları ile yan yana durmaktadır.
İzmir’deki Roma-Bizans dönemine ait önemli kalıntılardan biri olması Hisar Kalesi’ni görülmesi gereken önemli kalelerden biri yapmaktadır.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
8. Nif Kalesi
İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde ziyaret edebileceğiniz özel bir durak olan ve ismi Nymphaion’dan çevrilen Nif Kalesi; uzmanlar tarafından kalıntıları dolayısıyla Roma dönemi eseri olarak değerlendiriliyor. Kemalpaşa yerlileri tarafından Hamalı Kale olarak da anılan bu antik yerleşim, bugün ne yazık ki ayakta kalabilen naz sayıda duvarla varlık gösterse de Nif Dağı’nı gezi rotası haline getiren maceracıların karşısına çıkıyor.
Kale, halk arasında “Hamalı Kale” olarak da biliniyor. Evliya Çelebi’ye göre kale, bölge halkının düşmanlardan korunması adına inşa edilmiştir. Günümüzde biraz ilgisiz kalmış olsa da yolu düşenler için önemli İzmir’deki önemli tarihi yerler arasında bulunmaktadır.
Nif Kalesi’nin kalıntılarının olduğu bölgeye çıkarsanız Cumhuriyet döneminde ismi Kemalpaşa olan ovanın muhteşem manzarasını göreceksiniz ve Nif Kalesi’nin bu ovayı korumak için yapıldığını anlayacaksınız.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
9. Keçi Kalesi
Keçi Kalesi, yaklaşık 300 metre yükseklikte, Alaman Dağı diye tabir edilen yerin zirvesinde bulunmaktadır. Kale, Belevi’ye en hakim konumlardan birinde bulunduğu için bölgenin kontrolü, haber alma gibi geçmişte çok önemli görevler üstlenmiştir. Kalenin Helenistik dönemde MÖ 300 yıllarında inşa edildiği düşünülmektedir.
Kalenin dikdörtgen bir planla inşa edildiği görülmektedir. Kalenin duvarlarının dışında biraz daha engin bir sur daha bulunmaktadır. Kalenin köşelerinde ise gözetleme kuleleri bulunmaktadır ve bu kulelerden günümüzde batı kısmında olanlar görülebilmektedir. Günümüze yakın dönemlerde gerçekleştirilen bazı araştırmalarda yapının bir kale değil de, bir manastır olabileceği yönündeki fikirlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Orta zorlukta bir doğa yürüyüşü yapmanıza olanak sağlayan bir yola sahip olan Keçi Kalesi’nin günümüze ulaşabilen kısmı bile ziyaretçilerin hayranlığını kazanmasını sağlıyor. Aynı zamanda görülecek manzara da burayı değerli ve ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri haline getiriyor.
Efsanesi: Efsaneye göre kale, yüksek konumu nedeniyle hiçbir komutan tarafından fethedilememiştir. Kaleyi fethetmeyi kafasına koyan bir komutan ise yüzlerce keçinin boynuzlarına fenerler bağlamış ve askerleriyle birlikte bir gece kaleye doğru gitmiştir. Fenerleri gören kale askerleri ise karşılarında devasa bir ordu olduğunu düşünmüş ve kaleyi terk etmiştir. Kalenin isminin de bu efsaneden yola çıkılarak “Keçi Kalesi” olarak konduğu rivayet edilmektedir.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
10. Selçuk (Ayasuluk) Kalesi
Saint Jean (Aziz Yuhanna) Kilisesi’nin hemen kuzey tarafında, Selçuk’a oldukça hakim bir tepede bulunan Selçuk Kalesi aynı zamanda “Ayasuluk Kalesi” olarak bilinmektedir. Gerçekleştirilen araştırmalarda kalenin, Efes’in ilk yerleşim yerlerinin üzerinde bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. 15 kuleye sahip olan kalenin duvarlarında Bizans, Osmanlı ve Aydınoğulları dönemlerinde ekleme ve yenileme çalışmalarının gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Kulenin iç kısmındaki merdivenler ise kuleye iniş çıkışı kolaylaştırmak adına inşa edilmiştir.
Tarih meraklısıysanız ve özellikle kalelere ilginiz varsa bu güzel kaleyi de listenize eklemeyi ve kalenin bulunduğu yerden muhteşem panoramik Selçuk manzarasının tadını çıkarmanızı öneriyoruz. Seant Jean Kilisesi, Hristiyan dünyasında çok önem verilen bir kilise olduğundan, ziyaretiniz esnasında burayı da es geçmemeniz gerektiğini belirtelim.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
Kemerler, Köprüler
11. Selçuk Bizans Su Kemerleri
İzmir’in Selçuk ilçesinde; Ortaçağ’ın Hac Merkezi olan St. Jean Kilisesi ve suları bu merkeze taşıyan su kemerleri var. Kemerlerin Ayasuluk Tepesi’en ulaştığı yerde sarnıç benzeri yapılar kazılarla ortaya konmuş durumda. Yüksekliği 15 metreyi bulan yapıların bugüne dek kısmen de olsa sağlam kalabilmesi son derece etkileyici. Kemerlerin uzunluğu toplamda 665 metreyi bulmaktadır ve toplamda 126 ayağı bulunmaktadır. Ayasuluk’a ulaşan bölgedeki kalenin içinde ise suyun depolandığı bir sarnıç keşfedilmiştir. Kemerlerin inşasında pek çok üzerinde yazı bulunan ve farklı yapılardan alınmış parçalara da rastlanmaktadır.
Selçuklu’daki tarihi yapılar arasında çok önemli bir yere sahip olan su kemerleri, geçmişte yüklendiği önemli su görevi nedeniyle günümüzde ziyaret edilmeyi ve görülmeyi hak ediyor.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
12. Foça Su Kemerleri
Foça ilçesinin “Eski Foça” olarak anılan bölümünde ilçenin içme suyu ihtiyacını yıllar boyunca karşılayan su kemerleri Orta Çağ’dan bu yana görülebiliyor. Kemerler su ihtiyacı için 20. yüzyılın başlarına kadar kullanılmıştır. 750 yılı aşkın tarihi olduğu iddia edilen kemerler büyük ölçüde ayakta.
17. yüzyılda kemerlerle ilgili araştırma yapan Le Bruyn, bölgede 180 tane kemer saydığını ifade etmiştir ancak günümüzde bu kemerlerin ancak 30 tanesi ayakta kalabilmiştir. Kemerin tahmini olarak 500 metre uzunluğa sahip olduğu düşünülmektedir.
Foça Su Kemerleri bölgenin su ihtiyacını karşılamak için uzun süre hizmet etmiş mühendislik harikalarıdır. Bu nedenle Foça’ya geldiğiniz sırada bu kemerleri mutlaka incelemenizi öneriyoruz.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
13. Bergama Köprüleri
İzmir’in tarihi eserler bakımından en zengin ilçeleri arasında parmakla gösterilen Bergama; hem çok sayıda tarihi köprüye sahip olmasıyla hem de bu köprülerin çoğunun halen kullanılabilir durumda olmasıyla dikkat çekici. Roma döneminden kalan Üç Kemer Köprüsü, 1384 yapımı Koyun Köprü, MS 2. ve 3. yüzyılı işaret eden Tabak Köprü ve Tekke Boğazı Köprüsü ya da 15. yüzyıl sonrasında hayata geçen Kestel ile Ulu Cami köprüleri İzmir’in tarihi yerleri başlıklı gezinizde mutlaka yer almalı.
Roma döneminden Osmanlı dönemine kadar çeşitli dönemleri işaret eden Bergama Köprüleri, bölgenin tarihine ışık tutan en önemli tarihi yapılar arasında bulunmaktadır.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
14. Kızılçullu Su Kemerleri
“Akvedük Kemerleri” olarak da bilinen Kızılçullu Su Kemerleri, aynı zamanda “Homeros Kemerleri” olarak da anılmaktadır. Kemerler, Kadifekale bölgesinin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilmiştir. Roma İmparatoru Agustus’un emriyle inşa edilen kemerlerin MÖ 1. yüzyıla tarihlendiği düşünülmektedir. Yapı ilerleyen dönemlerde bölgede hakimiyet kurmuş olan Selçuklu ve Osmanlılar tarafından da onarılarak kullanılmaya devam etmiştir. Kemerleri orta kısmındakiler yanlardaki kemerlere göre daha küçük olarak tasarlanmıştır. İnşa sırasında taşların birbirine tutturulması için tonlarca yumurta akının kullanıldığı bilinmektedir.
Üzerinden geçen binlerce yıla rağmen hala ayakta kalmayı başarabilmesi, Kızılçullu Su Kemerleri’ni mutlaka görülmesi gerektiğini bize gösteriyor. Oldukça iyi korunmuş bir Roma eseri olan bu kemerler görenleri kendisine hayran bırakmayı başarıyor.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
Camiler
15. Hisar Camii
İzmir’in en önemli dini yapılarından olan Hisar Camii, 1592 senesinde inşa edilmiştir. Yakup Bey tarafından inşa edilen camide büyük bir ana kubbe ve onun etrafını çevreleyen daha küçük kubbeler bulunmaktadır. Cami, 19. ve 20. yüzyıllarda, çeşitli dönemlerde restore edilmiştir.
Hisar Camii, İzmir camileri içinde en gösterişli ve en büyük olanlarının başında geldiği için görülmesi gereken tarihi yapılar arasında bulunmaktadır. Burası, İzmir’in simge dini yapılar arasında gösterilmektedir.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
16. Hacı Mahmud Camii
Evliya Çelebi’nin meşhur eserinde de yer aldığından, 17. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen tarihi bir cami var sırada. Yine İzmir’in merkezi sayılan Konak ilçesinde yer alan Hacı Mahmud Camii, avlusundaki asırlık servi ağaçlarının gölgesinde ziyaretçilerini misafir ediyor. Caminin bir de haziresi bulunmaktadır ancak çok bakımlı olmadığını söylemeliyiz.
Burası her ne kadar İzmir’in camileri arasında çok önemli bir yere sahip olsa da gerekli ilgiyi görmediğini belirtmeliyiz. Bu nedenle bu camiyi ziyaret etmenizi ve en azından daha fazla insan tarafından bilinmesine katkı sağlamanızı tavsiye ediyoruz.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
17. Kemeraltı Camii
Adını içinde bulunduğu Kemeraltı Çarşısı’ndan alan Kemeraltı Camii’nden, vaktiyle camiyi inşa ettiren kişinin adıyla Yusuf Çavuşzade Ahmet Ağa Camii ya da Musa Bali Camii diye de söz ediliyor. Caminin yapım tarihi ile ilgili net bir bilgi bulunmamaktadır. Avlusundaki medresesi ve hemen yanındaki tarihi sebili ile burası, gezip görmeye vakit ayıranlar için gerçek bir tarihi zenginlik.
Burası Kemeraltı’na gelenlerin ilk göreceği dini yapıların başında geldiği için mutlaka ziyaret edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Çarşının ortasında yer alan caminin çevresinde lokumcular, nargile satıcıları ya da antika eşya satanlar gibi esnaf yoğunluğu var. Üstelik hemen yakınlarda bir iskender ya da Manisa kebap molası da verebilirsiniz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
18. Şadırvan Camii
Kemeraltı Çarşısı’ndan çıkmadan görebileceğiniz bir diğer cami, 1636 yapımı Şadırvan Camii. Burası ismini caminin altındaki ve yan taraflarındaki şadrıvanlardan almaktadır ve 1815 senesinde kapsamlı ve onarımdan geçmiştir. Mekan adını sahip olduğu sekiz sütunlu şadırvandan alıyor. Burası sıcak İzmir günlerinde serinliğine sığınabileceğiniz maneviyat kokulu bir mekan. Caminin tek şerefeli bir minaresi ve bir de kütüphanesi bulunmaktadır. Caminin kubbe kasnağındaki sekiz pencere ise caminin yeterli ışık almasında önemli rol oynamaktadır.
Bizce burasını en ilgi çekici kılan ve görülmeye değer kılan şeylerin başında şadırvanların üstüne inşa edilerek elde edilen farklı mimarisidir. Bu şekilde daha eşsiz bir mimari yapı olan camiyi Kemeraltı’na geldiğinizde görebilirsiniz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
19. Hacı Osman Camii ve Zübeyde Hanım Anıt Mezarı
Gelelim İzmir merkezinin karşı kıyısı olan ve her fırsatta kendini diğer İzmir ilçelerinden ayrı tutan Karşıyaka’ya… İlçede yer alan Hacı Osmanpaşa Camii’nin 1901 yılında yapıldığı biliniyor. Hacı Osman Hilmi Paşa tarafından inşa edilmesi sağlanan bu tek minareli eser; İzmirlilerin gözünde apayrı bir yere sahip. Caminin avlusunda, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’a ait anıt mezar ziyaret edilebiliyor.
Çevre düzenlemeleri sayesinde burası çocuklu ailelerin birlikte gelip ağaçların gölgesinde dinlenebileceği, Atatürk ve Zübeyde Hanım hakkında çocuklarını bilgilendirebileceği huzurlu bir mekan.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
20. Yalı Camii
Konak Camii olarak bilinen Yalı Camii, şehre geldiğinizde mutlaka uğramanız gereken Konak Meydanı’nda sizi bekliyor. Bu güzel cami, klasik Osmanlı cami mimarisi ile 18. yüzyılda inşa edilmesine rağmen, oldukça farklı ve etkileyici bir yapıya sahip olması burayı diğer Osmanlı camilerinden ayırmaktadır. Caminin, Adnan Menderes’in mensup olduğu bir Osmanlı ailesi olan Katipzadeler tarafından inşa edildiği bilinmektedir. Bu yapı, şehrin en zarif yapılarından biridir. Camideki küçük kubbe, işlemesinde kullanılan çini sanatı ve kesme taştan oluşan yuvarlak gövdeli minare kesinlikle görülmeye değer.
Saat Kulesi önünde ikonik hatıra fotoğrafını çektirenler için Yalı Camii de şahane bir arka fon oluşturabilir.
Camiyi ziyaret ettiğinizde mutlaka Konak’taki tarihi noktaları da ziyaret etmenizi öneriyoruz. Özellikle de Hasan Tahsin heykelini görmelisiniz. Bu heykel temsili olarak Yunanlılar’a ilk kurşunun atıldığı yeri göstermektedir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
21. Salepçioğlu Camii
1897-1907 yılları arasında 10 yıllık uzun bir süreçte yapımı tamamlanan Salepçioğlu Camii, mimarisinde barok esintileri barındıran ve en son 2000’li yıllarda İzmir Ticaret Odası tarafından restore ettirilen kıymetli bir yapı. Camiye ait medrese bölümü günümüzde Kuran Kursu olarak kullanılıyor.
Burası, 19. yüzyılda dönemin en gelişmiş mimari teknolojisi ile inşa edilmiş, Barok esintileri ile Osmanlı mimarisinden hayli farklı bir tasarıma sahip bir camidir. Bu da bu camiyi özellikle görülmesi gereken bir yapı haline getirmektedir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
22. Kestanepazarı Camii
Yapımı, Evliya Çelebi’ye göre 1667 yılında tamamlanan ve yine İzmir’in Konak ilçesinde hem kültür hem de inanç turizmine hitap eden Kestanepazarı Camii’ndeyiz. Çeşitli kaynaklara göre caminin yapıldığı yerde daha önce Kızıl İbrahim tarafından yaptırılmış bir cami bulunmaktaydı ve şu andaki Kestanepazar Camii bu caminin yerine Ahmed Ağa tarafından yaptırılmıştır. Caminin görülmesi gereken mimari özelliklerinin başında üç kubbesi, mihrabı ve kesme taş işçiliği gelmektedir. Caminin günümüzdeki hali ise çıkan bir yangından sonra caminin yok olmasının ardından 19. yüzyılda inşa edilmiştir.
Kestanepazarı Camii, mimari açıdan oldukça etkileyici bir görünüme sahip olduğu için, İzmir camileri içinde görmeye değer dini yapıların başında gelmektedir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
23. Hatuniye Camii
Konak ilçesinde, her biri en az 17. yüzyıldan kalma olan ve hem mimarileri hem de manevi değerleri ile insanı etkisi altında bırakan İzmir’in mutlaka görülmesi gereken tarihi yerleri bitmek bilmiyor. Bu kez Tayyibe Hatun hayrına yaptırılan Hatuniye Camii, Tilkilik adı verilen bölgede ziyaretçilerini karşılamaya hazır. Caminin yapımı 17. yüzyılın ortalarında tamamlanmıştır. Bir büyük ve iki küçük kubbeye sahip olan cami, gördüğü onarımlar neticesinde bugün halen ayakta. Caminin özellikle turkuaz ağırlıklı süslemelere sahip kubbeleri dikkat çekmektedir.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
24. Alaçatı Pazaryeri Camii
İlk kez 1830’lu yıllarda kilise olarak faaliyete açılan Alaçatı Pazaryeri Camii; bugün iki ayrı dinin mensuplarını bir araya getirmesi sayesinde “hoşgörünün simgesi” olarak işaret ediliyor. İlk olarak bir Rum kilisesi olarak inşa edilen yapı sonrasında camiye dönüştürülmesine karşın kilise özelliğinin korunmuş olması da İslamiyetin hoşgörüsünü göstermek adına çok önemli bir adım olmuştur. Yapıya birçok farklı kapıdan giriş yapılabilmektedir.
Bugün caminin içinde kiliseye ait ikonalar halen görülebilir, bu da dünyanın çok az yerinde yaşayabileceğiniz ender bir tecrübe olma özelliğine sahip. Manevi hazzı İslamla ya da Hristiyanlıkla yaşayanları bu camide yalnızca bir perde sistemi ayırıyor. Alaçatı’nın en merkezi yerinde olması da burayı ziyaret etmeyi kaçınılmaz kılmaktadır.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
25. Alaçatı Hacı Memiş Ağa Camii
İzmir festivalleri arasında ilk sırada yer alan Alaçatı Ot Festivali’ne gelmişken inanç turizmini de ihmal etmeyin. Hacı Memiş Ağa tarafından kare planlı bir şekilde yaptırılan bu Geç Osmanlı Dönemi Eseri, 1812 yılından bu yana ibadete açık biçimde, İzmir’in en gözde tatil destinasyonunda ziyaretçilerini bekliyor.
Hala ibadete açık olan cami, ziyaret edilerek namaz kılınabilecek, Alaçatı’nın tarihine tanıklık etmiş önemli yapılardan biridir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
26. Bergama Ulu Camii
Yıldırım Camii olarak da anılan Ulu Camii; İzmir’de yaşanan Türk döneminin Bergama ilçesindeki en eski temsilcisi sayılabilir. Mimarisinde Selçuklu sanatından izler taşıyan mekanın Sultan Bayezid döneminde, 1399 senesinde yaptırıldığı söyleniyor. Cami zaman içinde yaşadığı tahribatlar nedeniyle 1905 ve 1949 yıllarında onarılmıştır. Dikdörtgen bir planla inşa edilen yapıda çoğunlukla kesme taş kullanılmıştır. Caminin üstü ise çok fazla görülmeyen bir kubbe sayısı ile, 3 kubbeyle çevrelenmiştir.
Bergama Ulu Camii içinde birçok farklı mimari unsurun bir arada kullanılmış olması ve Türk-İslam ve Türk sanat tarihi açısından çok önemli bir yapı olması nedeniyle İzmir’de kesinlikle görülmesi gereken tarihi yerler arasında olduğunu çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
27. Selçuk İsa Bey Camii
Efes’le Artemis Tapınağı’ndan getirilen mimari parçalar; Selçuk’ta yer alan İsa Bey Camii’nin sütunlarında göze çarpıyor. Mimar Ali’ye 51×57 boyutlarında inşa ettirilen mekan; 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından yaptırılmış ve halen ayakta durarak bu idarecinin ismini taşıyor. 17. yüzyılda meydana gelen depremler nedeniyle büyük oranda yıkılan cami, 19. yüzyılda bir dönem kervansaray olarak kullanılmış. 20. yüzyılın sonunda ise gerçekleştirilen onarım çalışmalarının ardından
İsa Bey Camii, Anadolu cami mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak günümüze kadar ulaşmış ve sahip olduğu değerler sayesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Tamamen devşirme malzemelerle inşa edilmiş olması da camiyi ilgi çekici kılan detaylardan biri.
Camiyi ziyaret ettiğinizde avlusunu ve avludaki beylikler döneminden kalan önemli kişilerin mezarlarını da ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
28. Hacı Hüseyin (Başdurak) Camii
1652 yılında inşa edilen Başdurak Camii, Kemeraltı civarında yer alan çarşı-cami tipi yapılar içinde en çok göze çarpanlardan biri. Caminin bir özelliği de, İzmir’de üzerinde padişah tuğrası taşıyan tek yapı olması. Burası da tıpkı Kestanepazarı ve Şadırvan camileri gibi alt kısımda dükkan olacak şekilde “fevkani” formda inşa edilmiştir.
İhtişamıyla göz dolduran Başdurak Camii, İzmir’de mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunduğu için, ziyaret listenize dahil etmenizi öneriyoruz.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
29. Ödemiş Karaoğlu Camii
Karaoğlu Mustafa Efendi tarafından 1762 senesinde yaptırılmış olan Karaoğlu Camii, avlusundaki kubbeli şadırvan ve Karaoğlu ailesine ait olan kabristan ile dikkat çekiyor. Cami, inşasının ardından 2 kere onarımdan geçmiştir. Kare planlı caminin yapımında ise moloz taşlar kullanılmış. Camide 1 ana kubbe ve üç küçük kubbe bulunmaktadır.
İbadet etmek ve camisindeki yüzyıllardır ayakta duran ağaçların altında dinlenmek gezinizi daha keyifli hale getirecektir.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
30. Ödemiş Kılcızade Mehmet Ağa Camii
1810 yılında inşa edildiği tahmin edilen caminin, dönemin Ödemiş voyvodası olan Kılcızade Seyyid Mehmed Ağa tarafından onarım ve genişletme çalışmaları yapıldığı ve bu nedenle onun ismiyle anıldığı tahmin edilmektedir. Yine İzmir’in tarihi dokusu ile ünlü Ödemiş ilçesinde yer alan bu cami, özellikle asma ve üzümden oluşan resim işlemeleri ile dikkat çekici. Bu rengarenk resimlerle cami, adeta Ege insanını yansıtıyor.
Caminin bölgesel mimari ile inşa edilmiş olması onu farklı kılan ve görülmeye değer kılan önemli özelliklerinin başında gelmektedir.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
31. Foça Fatih Camii
Avlu kapısında bulunan kitabeden anlaşıldığı üzere cami, 1531 senesinde yani Fatih Sultan Mehmed döneminde Mustafa Ağa isimli bir kişi tarafından inşa edilmiştir. Camı yapım tarihinden bu yana yaklaşık 500 yıldır kesintisiz olarak ziyaretçilerin ibadet yapması için açık bulunmaktadır. Kitabeden anlaşılan bir diğer nokta ise caminin Kanuni Sultan Süleyman tarafından yeniden inşa ettirilmiş olmasıdır.
Üzeri ahşap örtülü cami, dikdörtgen planlı bir şekilde inşa edilmiştir. Kesme taşlarla örülmüş ve çok sağlam bir yapıya sahip olması sağlanmıştır. Caminin içi iki sıra halinde yapılmış pencerelerle aydınlatılmıştır.
Cami, zaman içinde yapılan değişiklikler nedeniyle ilk halinden uzaklaşmış olsa da, hala Osmanlı cami mimarisinin izlerini taşıyan önemli yapılardan biridir.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
Kiliseler
32. Aziz Polycarp Kilisesi (Saint Polycarpe Church)
İsa’nın şehidi, İzmir’in koruyucu azizi olarak adlandırılan Saint Polycarpe; 1625 yılında Kanuni Sultan Süleyman’dan alınan özel izinle bu kiliseye adını vermiş bulunuyor. Adını aldığı azizin MS 155 senesinde Romalılar tarafından 86 yaşındayken yakılarak şehit edildiği belirtilmektedir.
Çok sayıda onarıma ve Raymond Charles Père tarafından gerçekleştirilen restorasyona tabi tutulan kilisenin özellikle freskleri ilgi çekici sayılabilir. 1742 senesinde İzmir’de çıkan ve şehrin her yerini yerle bir eden yangında kilisenin hiçbir zarar görmemesi ise azizin mucizesinin gerçekleştiği şeklinde yorumlanmıştır.
Burası, İzmir’in hala işleyen en eski Hristiyan ibadethanesidir ve bu da burayı görmeye değer kılmaktadır.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
33. Aya Haralambos Kilisesi
Çeşme’yi yakından tanıdıkça; bu ilçenin denizden ve güneşten daha fazlası olduğunu iyice ikna oluyorsunuz. Çeşme çarşısındaki konumu ve ev sahipliği yaptığı etkinlikler ile Aya Haralambos Kilisesi bugün bir kültür merkezi olarak hizmet veriyor.
1832 senesinde inşa edilen Rum Ortodoks Kilisesi, Çeşme’nin tek kilisesi olma özelliği taşımaktadır. Kilise, 2012 yılında Çeşme Belediyesi tarafından onarılmıştır ve günümüzde bir kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.
Özellikle muhteşem güzellikteki freskleri ile Aya Haralambos Kilisesi, Çeşme’nin mutlaka görülmesi gereken tarihi yerleri arasında bulunmaktadır.
Kilisede kültürel bir etkinliğe denk gelirseniz bunu kaçırmayın ve tarihi bir ortamda keyifli bir etkinliğin tadını çıkarın.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
34. Aziz John Baptist Kilisesi
İzmir’in merkez ilçelerinden olan Buca’da; İzmir’in kiliseleri kapsamında Protestan Cemaati’ne ait Saint John Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Üç nefli bir şekilde inşa edilen kilisede kare plana sadık kalınmıştır. Kilise binasının 1805 yılına dayanan tarihi, 1865 yılında Abdülaziz Han tarafından yenilenmesini ve 1961 yılında belediye tarafından kültür merkezi olarak kullanılmasını da içeriyor. Kilisenin bahçesindeki Meryem Ana heykeli ve çan kulesi görülebilecek detaylardan.
Yapı şu anda kilise olarak kullanılmıyor. Günümüzde şarap tadımları yapabileceğiniz bir mahzen ve cafe bulunuyor. Özellikle şarap mahzeninin ortamının çok etkileyici olduğunu söylemeliyiz. Tabi ki dışarıdaki Şirince manzarasının da çok etkileyici olduğu aşikar.
Dilerseniz kilisenin bahçesindeki dilek havuzuna bozukluk atarak dilekte dileyebilirsiniz.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
35. Agios Konstantinos Kilisesi
Yolunuzu İzmir’in Menemen ilçesine düşürmek için geçerli bir sebep; Kurtuluş Savaşı öncesinde Rumlara hizmet eden ve bugün halen ayakta durmasıyla dikkat çeken Agios Konstantinos Kilisesi olabilir. Kilisenin yapım yılı ile ilgili net bilgi bulunmamaktadır ancak bazı kaynaklarda 19. yüzyılda yapıldığına dair ifadeler yer almaktadır.
Kilise yapıldığı yıllarda Rum-Ortodoks mezarlığının ortasında bulunmaktaydı ve bu nedenle “Mezarlık Kilisesi” olarak da adlandırılmıştır. Kilise bu dönem hastane olarak da değerlendirilmiştir. 1924 senesindeki mübadelenin ardından kilise, özelliğini kaybetmiştir. En son 2015 yılında belediye tarafından restore edilen yapı, 93 yılın ardından bir ayine ev sahipliği yapmıştır.
Menemen’deki önemli dini yapılardan biri olması nedeniyle bu kiliseyi ziyaret etmenizi öneriyoruz. Eğer gerçekleştirilen ibadete tanıklık etmek isterseniz pazar günleri saat 15.00’da kilisede hazır olmanız gerekiyor.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
36. Aziz Vukolos Kilisesi ve Kültür Merkezi
Medeniyetler beşiği İzmir’de Aya Vukla olarak da bilinen Ortodoks Rum Kilisesi bir ziyareti hak ediyor. Yapı 1886 yılında inşa edilmiş ve mübadele sonrası Rumların gidişiyle cemaatinden mahrum kalmıştır. Tarih boyunca farklı inanç sahiplerinin bir arada kardeşçe yaşadığı bu şehirde, Aziz Vukolos Kilisesi işlevini 1922 yılına kadar sürdürmüş oldu. Şu anda ise; burası belediye tarafından Kültür Merkezi ve Basın Müzesi olarak işletiliyor.
Gerek kilisenin tarihi gerekse Basın Müzesi’nde ülkemizin basın tarihini inceleme fırsatı sunması nedeniyle Aziz Vukolos Kilisesi görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
37. Santa Maria Katolik Kilisesi
1797 yılında inşa edilen ve Meryem Ana’ya ithaf edilen bu Katolik kilisesi, İzmir tarihinin en güçlü şahitlerinden biri. Günümüzde hala aktif tutulan Santa Maria Kilisesi; Bizans tarzında inşa edilen ve bahçesinde Levanten mezarları bulunduran bir yapı. Kilise, Bornova Meydanı’nda bulunmaktadır.
İzmir’in en eski kiliselerinden biri olduğu için bu kiliseyi listenize eklemelisiniz.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
38. Aya Fotini Kilisesi
1658 senesinde deniz kenarında inşa edilmiş olan Aya Fotini Kilisesi, 1688 yılında tamamıyla yıkılmış, 1690 senesinde yeniden inşa edilerek ibadete açılmıştır. Kilise 33 metre yüksekliğinde bir çan kulesine sahiptir ve bu çan kulesi 1856 yılında eklenmiştir. Kuleye bir de saat eklenmiştir. Kilise, 1922 senesindeki yangında büyük hasar görmüş ve daha sonra aynı isimle yerine bir kilise inşa edilmiştir.
Kilise çalışanları ve din görevlileri oldukça ilgili olduğu için yapıyla ilgili merak ettiğiniz birçok şeyi kolay bir şekilde öğrenebilecek olmanız burayı görülmeyi değerli kılıyor.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
39. Saint Helen Katolik Kilisesi
Tarihi adı Kordelya olan Karşıyaka semtinde; bugün halen kilise törenlerinin düzenlendiği 1890-1904 yılları arasında Fransız Raymond Charles Péré tarafından inşa edilen Saint Helen Katolik Kilisesi görülebilir. Kilisenin yapımında kumtaşı kullanılmıştır. Kilise dönemin önemli ailelerinden Aliottilerin bağışlamış olduğu Neogotik mimariye sahip kilisenin bulunduğu sokak, yakın çevrede Kilise Sokak olarak anılıyor. Kiliseden dolayı bulunduğu “Kilise Sokak” olarak da bilinmektedir.
Kilisenin inşa edildiği dönemde burası “Kordelya” olarak bilinmekteydi ve bu kilise Karşıyaka’nın ilk kilisesi olma özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle bu güzel yapıyı ziyaret etmenizin faydalı olacağını düşünüyoruz.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
Müzeler
40. Bergama Müzesi
Bergama ve çevresinde çıkarılan arkeolojik eserler, ilk olarak 1924 senesinde, ileride halkevi olarak da kullanılacak olan binada sergilenmeye başlanmıştır. Müzenin geliştirilmesinde 1928 senesinde müzenin müdürlük görevine getirilen Osman Bayatlı’nın büyük katkıları olmuştur.
Mareşal Fevzi Çakmak’ın 1932 senesinde Bergama’da müze kurulmasını istemesiyle başlayan çalışmaların sonucunda 30 Ekim 1936 senesinde, Bergama Müzesi açılmıştır. Müzenin açılışını İzmir Valisi Fazlı Güleç gerçekleştirmiştir.
Helenistik döneme ve Bergama bölgesinin tarihine ışık tutan Bergama Müzesi, bununla ilgili sahip olduğu muhteşem koleksiyonla ziyaretçiler tarafından çok beğenilmektedir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
41. Efes Arkeoloji Müzesi
Antik kalıntıları ile yalnızca İzmir müzeleri arasında değil; tüm Türkiye’de ve hatta dünyada kabul gören Efes Arkeoloji Müzesi’ndeyiz. Müzenin bulunduğu bina ilk olarak 1929 senesinde depo olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. Burası 1964 yılından bu yana kazılarda çıkarılan eserlerin sergilenmesinde önemli rol oynuyor. Müzede Efes ve çevresinden elde edilen eserler sergilenmektedir. Son halini 2014 yılında gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarından sonra alan müzede günümüzde 50 binin üzerinde eser sergilenmektedir ve toplamda 8 bölümden oluşmaktadır.
Başta Bereket Tanrısı Heykeli olmak üzere müzede özellikle Efes Antik Kenti ile ilgili sayısız eserin bulunması, müzeyi dünya genelinde bir üne kavuşturmaktadır.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
42. İzmir Ödemiş Müzesi
Müze olarak 1983 yılında açılan Ödemiş Müzesi, 1987 yılından itibaren müze seven ziyaretçilerini kabul etmeye başlamıştır. Müzenin inşasının başlangıcı ise 1977’dir. Müze bodrum ve zemin kattan oluşmaktadır. Müzede ziyaretçiler arkeolojik ve etnografik eserlerden oluşan 4 binin üzerinde eser bulunmaktadır. Aynı zamanda 12 binin üzerindeki sikke koleksiyonu da yer almaktadır. Bu eserlerin yaklaşık 1500 tanesi sergilenmektedir.
Özellikle sahip olduğu arkeolojik nesneler ile ziyaretçilerini geçmişe götürmeyi başaran Ödemiş Müzesi, bizce İzmir’de bu anlamda mutlaka görülmesi gereken sade ve özel bir müze.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
43. İzmir Tire Kent Müzesi
Tire’ye özel yöresel kıyafetler ve el sanatlarının sergilendiği Tire Kent Müzesi, bağışçıların destekleriyle büyüyen ve gezmesi keyifli müzelerden biridir. Devamlı sergilerin yanında düzenli olarak farklı sergilere ev sahipliği yapan sergi alanı da bulunmaktadır.
İzmir’in önemli beldelerinden Tire’ye ait etnografik unsurları yakından tanımak için Tire Kent Müzesi gidilebilecek en iyi yerlerden biridir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
44. İzmir Arkeoloji Müzesi
İzmir Arkeoloji Müzesi ilk olarak 1927 senesinde Aya Vukla Kilisesi’nde açılmıştır. Müze, 1984 senesinde ise şu andaki binasına taşınmıştır. Müze zemin kat ve 3 kattan oluşmaktadır. Zemin katta depolar, 1. katta idari olarak ve 2. katla 3. katta ise sergiler bulunmaktadır.
Arkeolojiye meraklı olan gezginler için İzmir Arkeoloji Müzesi içindeki eserler oldukça keyif verici bir müze ziyareti imkanı sunmaktadır.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
45. İzmir Tarih ve Sanat Müzesi
İzmir Sanat ve Tarih Müzesi, 2004 senesinde Kültür Park içinde açılmıştır. Müzede İzmir ve yakın çevresinde bulunan eserler sergilenmektedir. Müze, farklı sanat dallarına ait eserlerin sergilendiği Taş Eserler, Seramik Eserler ve Kıymetli Eserler şeklinde 3 farklı binada hizmet vermektedir.
Özellikle Bergama, Smryna, Teos gibi antik kentlerden toplanmış heykellerle dolu muhteşem Taş Eserler Bölümü kesinlikle bu müzeyi ülkemizin ve dünyanın en özel müzelerinden biri haline getirmiştir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
46. İzmir Atatürk Evi Müzesi
Denize nazır konumuyla İzmir Atatürk Evi’ni ziyaret etmeden buradan dönmek düşünülemez. 1941 yılından bu yana hizmet veren müzede Ata’nın kişisel eşyaları sergileniyor. Böyle bir müze için bina tercihi yapılırken Atatürk’ün İzmir’e geldiği zamanlarda konaklamayı tercih ettiği bir yapı seçilmiştir. Zemin kat ve 1. kata sahip olan binanın bir de bodrum ve çatı katı bulunmaktadır. Binanın 1. katında Atatürk’ün konakladığı zaman kullandığı odalar yer almaktadır.
Atatürk’e ait pek çok kişisel eşya ve evrakla donatılmış olan müze, genç veya yaşlı herkesin içindeki Atatürk sevgisini büyütmek için ziyaret etmesi gereken önemli müzelerden biridir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret Saatleri:
47. İzmir Etnografya Müzesi
Müze, İzmir Arkeoloji Müzesi ile aynı bahçede yer almaktadır. Müze binası 19. yüzyıldan kalma Neo-klasik tarzda bir yapıdır. 3 kattan oluşan müzede İzmir’e özgü çeşitli etnografik eserler sergilenmektedir. Bina, 1987 senesinden bu yana müze olarak hizmet vermektedir.
Etnografya Müzesi biraz atıl durumda olsa da aynı bahçede bulunan Arkeoloji Müzesi’ni ziyaretiniz esnasında uğrayabilir ve İzmir ile ilgili geleneksel kıyafet ve eşyaları inceleyebilirsiniz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
48. İzmir İsmet İnönü Anı Evi ve Kitaplığı
Ankara’nın Çankaya ilçesinde yer alan ve Pembe Köşk adıyla da anılan İsmet İnönü Evi kadar bilinmese de; İzmir’de yer alan İsmet İnönü Anı Evi ve Kitaplığı da İnönü Vakfı’na ait eserlerden biri. Ünlü devlet adamının 1884 yılında dünyaya geldiği bu ev aynı zamanda kitaplık olarak da Konak Belediyesi tarafından düzenlenmiş durumda.
Müzede hem döneme ait önemli kitaplardan oluşan kitaplık hem de ülke tarihi için çok önemli siyasetçi ve askeri yönetici olan İsmet İnönü’ye ait önemli eşyalar görülebilmektedir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
49. Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM)
İzmir tarihinin en çok sevilen belediye başkanlarından olan Ahmet Piriştina’nın adı; bugün Kent Arşivi ve Müzesi’nde yaşatılıyor. Kent Müzesi; İzmir’in görsel hafızasını her daim canlı tutmayı hedefleyen dinamik bir müze oluşumu olarak gösterilebilir. Kent arşivinde ve kitaplıkta ise İzmir tarihine dair inceleme ve araştırmalar yapmak mümkün.
Bu müzenin hayata geçirilmesi için proje aşaması 2000 yılında başlamıştır. 1932 yılında inşa edilen İzmir İtfaiyesi Merkez Binası, 2002-2004 yılları arasında restore edilerek 10 Ocak 2004 tarihinde müze olarak törenle ziyarete açılmıştır.
Türkiye’nin ilk arşiv-müzesi olması ve İzmir’in arşivlerinin halka açılması gibi önemli bir vazifeyi yerine getirmesi nedeniyle burası, görülmeyi hak eden önemli duraklardan biridir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
50. İzmir Ticaret Tarihi Müzesi
2003 yılında İzmir’de kurulan Ticaret Tarihi Müzesi; bu alanda Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip. Müzenin kuruluşunda Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’ın büyük katkıları olmuştur. Müze koleksiyonuna İzmir mahallelerinin geçmişini yansıtan bir maketin yanı sıra; tarihi Bizans dönemine kadar uzanan ticari araç ve gereçler dahil. Ortalama yarım saat süren gezi esnasında müzedeki para koleksiyonunun oldukça dikkatli hazırlandığını söyleyebiliriz. İlk girişteki 1. yüzyıla ait ticaret gemisi maketi de görülmesi gereken sergilerden.
Yüzyıllar boyu sahip olduğu jeopolitik konumu nedeniyle ekonomik ve ticaret konusunda medeniyetlerin gözbebeği olan İzmir’deki ticari tarih hakkında çok önemli bilgiler sunulmaktadır.
Müze içinde sergilenen 18. yüzyılın İzmir’ini canlandıran maketi çok ilgi çekeceğini bulacağınızı düşünüyoruz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
51. Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Müzesi
1973 senesinden bu yana ziyaretçilerini ağırlayan Tabiat Tarihi Müzesi, özellikle çocuklu gezginler için İzmir’in mutlaka görülmesi gereken müzeleri arasında bulunuyor. Müzenin oluşturulmasında Prof. Tümer Tanju’nun büyük katkıları olmuştur. İki katlı bir yapıda bulunan müze toplamda 2500 metrekarelik bir sergi alanında hizmet veriyor. Paleontoloji, Kayaç ve Mineraller, Kuşlar, Giriş, Genel Zooloji ve Evrim ve Karşılaştırmalı Osteoloji Galerisi olmak üzere 6 farklı galeride yaklaşık 3500 civarında obje sergilenmektedir.
Bu müze özellikle doğa tarihi konusunda geçmişten günümüze dünyadaki gelişimi ve değişimi görmek adına hem yetişkinler hem de çocuklar için muhteşem bir fırsattır.
Müzede sergilenen devasa mamut fosili kesinlikle müzenin kaçırılmaması gereken en önemli parçası.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
Antik Kentler
52. Aziz John (St. Jean) Kilisesi
Selçuk Kalesi ile aynı tepede yer alan Aziz John Kilisesi, antik dönemin en önemli dini yapılarından biri olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Aziz John’un, 12 havariden eceliyle ölen tek havari olması burasını Hristiyan dünyası için çok daha önemli yapmaktadır. Katedral de bu havarinin vefat ettiği Ayasuluk Tepesi’nde inşa edilmiştir. 2 girişe sahip olan kilise, 5. yüzyılda inşa edilmiştir.
Kilise, 1304 senesinde Türklerin eline geçmiş ve bir kısmı camiye dönüştürülmüştür. 1365-1370 yılları arasındaki depremler ise kilisenin büyük oranda yıkılmasına neden olmuştur.
Haç planı ile inşa edilmiş olan Aziz John Kilisesi, Artemis Tapınağı’ndan sonra Anadolu’da yapılmış en büyük dini yapı olma özelliğine sahiptir. Bu da bu kilisenin kalıntılarının görülmesini şart kılmaktadır.
Ayasuluk Tepesi’ne çıktığınızda Selçuk Kalesi’ni de ziyaret etmeyi ve muhteşem manzaranın tadını çıkarmayı ihmal etmeyin. Hristiyanlar için bir haç bölgesi olarak değerlendirilen katedrale ziyaretinizi 8 Mayıs’a denk getirirseniz Aziz John’un göğe yükselmesiyle ilgili kutlamalara denk gelebilirsiniz.
Aziz John ile ilgili efsanede, İsa’nın çarmıha gerilmesinin ardından Hz. Meryem’in güvende olmadığını anlayan Aziz John’un Meryem’i kaçırarak Efes’e getirdi ve burada sakladığı rivayet edilmektedir.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
53. Agora Ören Yeri
Bir zamanların ticari, dini ve sosyal merkezi olan Agora Ören Yeri; İzmir’de tarih konulu gezi yapanların rotasında mutlaka yer almalı. Bölgenin tarihi 2. yüzyıla yani Roma dönemine tarihlenmektedir ve şehrin inşasında Hippodamos kent planı esas alınmıştır. 1932 senesinde başlayan bölgedeki kazılar, günümüzde halen devam etmektedir.
Tarihi Kemeraltı Çarşısı, Basmane ve Agora genellikle aynı kapsamda turlar tarafından da ziyaret ediliyor. Antik Yunan’a ait bu önemli merkezi bugün bir açık hava müzesi olarak nitelemek hata olmaz.
Oldukça iyi korunmuş bir şekilde günümüze ulaşmayı başaran Agora Ören Yeri içinde Roma dönemine ait pek çok önemli tarihi kalıntı görülebilmektedir.
Buraya kadar gelmişken Konak’ta bulunan 1901 senesinde yaptırılan kentin simge yapılarından olan İzmir Saat Kulesi’ni de mutlaka ziyaret edin.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
54. Selçuk Efes Ören Yeri (Efes Antik Kenti)
Efes Antik Kenti, MÖ 6000 yıllarına dayanan tarihi ile sadece ülkemizin değil, dünyanın da en önemli ören yerlerinden biridir. Bu nedenle de 2015 senesinden bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Efes Antik Kenti’nde tiyatrolar, tapınaklar, kütüphaneler ve evlerden oluşan geniş bir “görülecekler” listesi bulunuyor. Bu nedenle 3-4 saatlik bir süreyi burada çok kolay bir şekilde geçirebilirsiniz. Tabi bu eserlerin arasında en önemlilerin başında “Celcus Kütüphanesi” gibi muhteşem bir eser gelmektedir.
Efes, aynı zamanda İncil’de adı geçen Yedi Kutsal Kilise’den biri olarak kabul edildiği için inanç turizmi noktasında da çok önemli bir konumda bulunmaktadır ve bütün bu özellikleri nedeniyle yılda 1,5 milyondan fazla insan bu antik kenti ziyaret etmektedir.
İzmir’in antik kentleri içinde en eski ve en önemlilerinin başında Efes Antik Kenti gelmektedir ve burası dünya genelinde de çok değer verilen ören yerlerinin başında gelmektedir.
Antik kentin hemen yanında bulunan Efes Arkeoloji Müzesi’ni de mutlaka görmenizi öneriyoruz. Ören yeri içinde bulunan ve mutlaka görülmesi gereken yerler arasında Efes Yamaç Evler de bulunuyor.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
55. Selçuk Efes Yamaçevler
İzmir’in Selçuk ilçesinde Hristiyanlar tarafından hac mekanı kabul edilen Meryem Ana Evi’nin hemen yakınlarında Efes Yamaçevler de ziyaret edilebilir. Bir site olarak inşa edilmiş olan bölgede 7 ev bulunmaktadır. Evlerin MÖ 1. yüzyılda Augustus döneminde inşa edildiği düşünülmektedir. Freskleri, yerden ısıtma özellikleri ve terasları ile bu özel evlerin oldukça zengin bir zümreye ait oldukları sanılıyor.
Muhteşem freskleri, mozaik tabanları ve daha pek çok farklı özelliği ile Yamaçevler, Efes Antik Kenti’ni ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden biridir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
56. Bergama Akropol Ören Yeri
Burası, Bergama’daki ilk yerleşim yeri olarak bilinmektedir ve burası Bergama’nın başkenti olarak şehrin yönetildiği yer olarak bilinmektedir. Teleferikle keyifli bir yolculukla çıkılabilen Akropol, 300 metre yükseklikte kurulmuş bir antik kent. Antik kentte saraylar, tiyatrolar, tapınaklar (özellikle Athena Tapınağı) gibi pek çok Roma dönemine ait eser bulunuyor. 70 derecelik eğimi ile dünyanın en dik tiyatrolarından biri de burada yer alıyor. Su sesiyle tedavi yöntemi gibi uygulamalar ile geçmişte çok önemli bir sağlık merkezi olmuştur.
Bergama Akropolü, her yıl 1 milyonu aşkın ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Bu kadar önemli bir yerleşim yeri olan antik kent, tarihte yaşanmış birçok ilke de şahitlik etmiştir.
Ören yerine geldiğinizde 27 metre yüksekliği ile görenleri büyüleyen Traian Tapınağı’nı görmeden buradan ayrılmayın.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
57. Bergama Asklepion Ören Yeri
Bergama’nın antik dönemin en önemli sağlık merkezlerinden biri olan Asklepion Ören Yeri, yüzyıllar boyunca insanların sağık problemlerine şifa bulmuştur. İsmini sağlık tanrısı Asklepios’tan almıştır. Bölge, MÖ 4. yüzyılda kurulmuştur ve yaklaşık 9 yüzyıl boyunca şifa dağıtan bir merkez olmuştur.
Bölgeden günümüze ulaşan kalıntıların büyük çoğunluğu MS 2. yüzyılda Roma imparatoru Hadrian tarafından yaptırılmıştır.
Özellikle psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan farklı ve çok etkili tedavi yöntemlerinin merkezi olan Asklepion, sağlık konusundaki yenilikçi özelliğiyle İzmir’deki önemli ören yerleri arasında bulunmaktadır.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
58. Bergama Kızılavlu (Bazilika) Ören Yer
Roma Dönemi tapınağı olsa da, Mısır tanrılarına duyulan hayranlığı ifade eden Kızıl Avlu, aynı zamanda Anadolu’nun en eski kiliselerinden biri olarak da kullanım amacını farklı biçimde sürdürmüş bulunuyor. Tapınak, Bergama’daki nüfus artışıyla birlikte genişleyen kısımda Roma imparatoru Hadrianus tarafından MS 2. yüzyılda yaptırılmıştır. 60×20 metre boyutlarındaki tapınak 270×100 metre bir avluda inşa edilmiştir.
Dünyanın ilk 7 kilisesinden biri olması ve 1800 yıla yakın geçmişi ile Anadolu’nun en etkileyici tapınakları arasında bulunmaktadır.
Adres:
Telefon:
Ziyaret Saatleri:
Giriş ücreti:
59. Klaros Antik Kenti
Klaros Antik Kenti’nin geçmişi MÖ 7. yüzyıla kadar uzanmaktadır ve Helenistik dönemde en parlak dönemini yaşamıştır. Bölge, İyonya bölgesinde bir kehanet kenti olarak çok önemli noktalardan biri olarak kabul edilmekteydi ve Klophon kentine bağlı olarak varlığını sürdürmekteydi. Bölgedeki en önemli yapı Apollon Tapınağı’dır. Tapınak 26×46 boyutlarında inşa edilmiştir. Bölgede tapınak dışında daha görülebilecek farklı kalıntılar da mevcuttur.
İlk kazıların 1886 senesinde başladığı bölgedeki Türk kazıları ise 2001 yılında başlamıştır. Bölgedeki kazı ve araştırmalar halen devam etmektedir.
Antik dönemin en önemli kehanet merkezlerinden birini görmek bizce tarihi bir gezi planı yaparken es geçilmemesi gereken şeylerden biridir ve günümüzde yıllık ortalama sadece 6 bin kişi tarafından ziyaret ediliyor olması bu kadar önemli bir antik bölge için oldukça üzücü bir durumdur.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
60. Sığacık Teos Ören Yeri
Isthmos isimli küçük bir yarımadada kurulmuş olan Sığacık Antik Kenti, Seferihisar’a 5 km mesafede, İzmir’in güneyinde bulunmaktadır. Kent, sahip olduğu limanlar sayesinde bölgedeki deniz ticaretinde büyük söz sahibi olmuş ve bölgenin en önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur.
Teos Antik Kenti’nde bulunan akropol, antik limanlar, antik tiyatro, agora, tapınak gibi kalıntılar burayı çok cazip bir antik destinasyon yapmaktadır. Bu arada ören yeri çok geniş bir alana yayıldığı için kaybolma ihtimaline karşın en az iki kişi birlikte gezmenizi öneriyoruz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret Saatleri:
Giriş ücreti:
61. Eritrai (Ildırı) Ören Yeri
Adını aldığı Ildırı köyünün topraklarının kırmızı olması nedeniyle, kentin geçmişte “Kızıl Şehir” olarak anıldığı düşünülmektedir. Bölgedeki yerleşimin Tunç Çağı’na kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Sonraki dönemde kent, Atina Krallığı’nın yönetimine geçmiştir. Sonrasında ise Lidya ve Pers yönetimine geçen Eritrai, MÖ 334 senesinde İskender tarafından bağımsızlığını kazanır.
Bölgedeki kısmen ortaya çıkarılan tiyatro, MÖ 6. yüzyıldan kalma çeşitli günlük eşyalar bölgenin geçmişine dair çıkarılan en eski kalıntılar arasında gösterilmektedir.
Antik dokunun etrafında sunmuş olduğu eşsiz manzara ile Eritrai Antik Kenti, geçmişte insanların neden burada bir şehir kurduğunu bizlere gösteriyor.
Eğer gün sonuna doğru bu antik kenti ziyaret ederseniz, mutlaka gün batımının tadını çıkarmalısınız.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
62. Torbalı Metropolis Ören Yeri
Metropolis Antik Kenti, MÖ 3. yüzyılda Selluokos Krallığı zamanında inşa edilmiş bir yerleşim yeridir. Kentin en geliştiği zaman özellikle Helenistik dönem olmuştur. Bu dönemde şehrin etrafına surlar çevrilmiş ve sur içinde çok önemli mimari eserler inşa edilmiştir. Kent, Roma döneminde ise genişleyerek büyümüştür. Bizans döneminde ise kentteki savaşlar nedeniyle kent sınırları daralmış ve gerilemiştir.
Kente dair en önemli yerlerden olan tiyatrosu, burayı mutlaka görülmesi gereken noktalardan biri yapmaktadır. Tiyatro yaklaşık 10 bin kişinin aynı anda gösteri izleyebileceği şekilde tasarlanmıştır. Bu özel tiyatro MS 4. yüzyıla kadar aktif olarak kullanılmıştır.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
Hanlar
63. Tarihi Kızlarağası Hanı
İzmir gezinizin hatırda kalan noktalarından biri mutlaka ki kesme taş ve tuğlalardan örülen duvarları, avlusu ve iki katı ile Kızlarağası Hanı olacaktır. Kızlarağası Han, Hacı Beşir Ağa’nın isteği üzerine 1744 senesinde inşa edilmiştir. 1745 ve 1778 yıllarında heyelan ve depremlerden ciddi zararlar alan han, 1779 senesinde büyük oranda yenilenmiştir. Han, 19. yüzyılın sonlarına kadar şehrin gözde alışveriş noktalarından biri olmuştur. Bir zamanlar deniz kenarında bulunan bu hanın günümüzde denizin çekilmesi ve kumla dolması nedeniyle denizden 200 metre mesafede bulunmaktadır. Yapı mimari açıdan da Osmanlı hanları arasında farklı noktada konumlandırılmaktadır.
Han bugün de tarih boyunca sahip olduğu işlevi yitirmeyerek her türlü hediyelik ihtiyacınıza cevap veriyor. Özellikle yabancı turistleri heyecanlandıran ürünler arasında deri ürünler, el yapımı halılar ve antikalar var. Avluda ise çay ve kahve içerek günün yorgunluğunu atabilirsiniz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
64. Abacıoğlu Hanı
Konak Belediyesi tarafından restore edilen ve ödüllü bir mimariye sahip olan Abacıoğlu Hanı; restoran, kafe, hediyelik eşya ve deri satıcılarından oluşan seçkisiyle Kemeraltı civarında ziyaret edilebilir. Han 2007 yılında “Tarihe Saygı” ve 2011 yılında ise dünya çapındaki Philippe Rotthier Avrupa Mimarlık yarışmasında en iyi 30 mimari eser rasında gösterilmiştir. Ortadaki avlu ve çevredeki dükkanlarla birlikte hanın 18. Yüzyıl başlarında Hacı Mustafa Ağa tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Yapının orijinalinde 9 oda ve 7 tane de alt mahzenin olduğu düşünülmektedir ancak günümüze sadece kuzeydoğu ve güneydoğu kısımları ulaşabilmiştir.
Restoran, cafe ve çeşitli dükkanları ile Abacıoğlu Hanı, hem alışveriş yapmak hem de keyifli bir mola vermek için Kemeraltı’nın keşmekeşinden sizi kurtararak huzur bulmanıza olanak tanıyor.
Adres:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
Hamamlar
65. Bornova Sultan Hamamı
Bornova bölgesinde yer alan Sultan Hamamı, tarihi dokusuyla hizmet veren, Bornova’nın en eski hamamlarından biridir.
Eğer Bornova’da iseniz ve Osmanlı hamam kültürünü yakından tanımak ve temizlenmek isterseniz bu tarihi hamamı ziyaret edebilirsiniz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
66. Lüks Hamam (Kadı Hamamı)
Bu tarihi hamamın yapım tarihi ile ilgili net bir bilgi bulunmamaktadır. İnşaat özelliklerine bakıldığında ise 16. veya 17. yüzyılda inşa edilmiş olabileceği düşünülmektedir. Yapının inşasında kesme taş kullanılmıştır. Çifte hamam olarak inşa edilen hamamın erkek ve kadın bölümleri aynı plana sahiptir ve kubbesi oldukça mütevazıdır.
Burası İzmir’de yapılan ilk Osmanlı hamamı olma özelliği nedeniyle İzmir hamamları içinde çok özel bir yere sahiptir. Osmanlı döneminde Hürrem Sultan’ın da bu hamama yıkanmaya geldiği rivayet edilmektedir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
67. Tarihi Karataş Hoşgör Hamamı
İzmir şehir merkezindeki hamamlardan olan Tarihi Karataş Hoşgör Hamamı, hem kadınlara hem de erkeklere hizmet veriyor. Yapımı tarihinin 18. yüzyıla dayandığı düşünülse de bu hamamın yıllar içinde büyük değişikliğe uğradığını söylemek hata olmaz.
Uygun fiyatı ile dikkat çeken hamam, sonrasında pamuk gibi olmanızı sağlıyor.
Adres:
Telefon:
Ziyaret Saatleri:
Giriş Ücreti:
68. Tevfik Paşa Hamamı
Basmane semtindeki tarihi hamamlardan bir diğeri, Şifalı Tevfik Paşa Hamamı olarak da adlandırılan 18. yüzyıl tipi hamam olabilir. Hamam yalnızca erkeklere hizmet veriyor. Hamam kare planlı bir sıcaklığa sahiptir.
Adres:
Telefon:
Ziyaret Saatleri:
Ziyaret Saatleri:
Giriş ücreti:
69. Tarihi Çivici Hamamı
Osmanlı mimarisinin İzmir’deki izlerini görmek için; en son 1995 yılında restore edilen Çivici Hamamı’nı ziyaret edebilirsiniz. Hamamın 16-18. yüzyıllar arasında tam olarak bilinmeyen bir tarihte inşa edildiği tahmin edilmektedir. Burası İzmir’in en yüksek kubbeli hamamı olarak da biliniyor.
İlgili ve alakalı bir işletme tarafından işletilen bu tarihi hamamda, güzel bir şekilde hamam keyfi yapmak için mutlaka zaman ayırmanızı öneriyoruz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
70. Karşıyaka Tarihi Ali Bey Hamamı
Yaklaşık 3 asırdır hizmet vere Alibey Hamamı’nın kuruluş tarihi 19. yüzyıla dayanmaktadır. Hamamı açıldığı günden bu yana Bayrak ailesi işletmektedir. Su kaynağının şebeke suyu yerine kaynak suyu olması ise hamamı diğer hamamlardan ayırmaktadır.
Karşıyaka’nın merkezi bir konumunda bulunması bu hamamı ulaşılabilirlik açısından cazip kılmaktadır. Bu nedenle tarihi bir hamam arıyorsanız bu hamama kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
71. Selçuk Saadet Hatun Hamam Müzesi
Müze olarak ziyaret edilebilmesiyle Selçuk’taki Saadet Hatun Hamamı; benzerlerinin bir adım önüne geçiyor. Türkiye’nin ilk hamam müzesi olan yapı; ilçedeki 7 eski Türk hamamından yalnızca biri. Üç bölümden oluşan bu hamam 16. yüzyılda inşa edilmiştir. Hamamın inşası sırasında moloz ve tuğla kullanılmıştır. Saadet Hatun’un kim olduğu hakkında ise net bir bilgi bulunmamaktadır. Bölgede ayrıca Bizans döneminden kalma antik hamamlar da bulunuyor. Saadet Hatun Hamamı Selçuk Efes Müzesi’nin hemen yanında yer alıyor.
Saadet Hatun Hamam Müzesi, ülkemizin bu konudaki ilk örneği olması nedeniyle görülmesi gereken yerlerden biridir ve günümüzde Efes Müzesi’nin etnografya bölümünü oluşturmakta, şehrin kültürel unsurların sergilenmesine olanak tanımaktadır.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti :
Çarşılar
72.Kemeraltı Çarşısı
Geçmişi 1600’lü yıllara dayanan Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in en önemli otantik alışveriş duraklarının başında gelmektedir. Toplamda 15 binin üzerinde iş yerinin olduğu bu devasa açık hava alışveriş merkezi 5 kilometrekarelik bir alanda kurulmuştur ve Konak Meydanı’na kadar ulaşmaktadır.
Tarihi Kemeraltı Çarşısı hem ihtiyacınız olabilecek her şeyi bulabileceğiniz hem de içindeki cafe ve restoranlarda bir şeyler yiyip içebileceğiniz İzmir’in en özel alışveriş duraklarının başında gelmektedir.
Adres:
73. Kavaflar Çarşısı
Merkezi konumuyla Kemeraltı’nı aratmayan Kavaflar Çarşısı; Konak ilçe esnafının kümelendiği yerlerden biri. Çarşı, 1929 senesinde yaptırılmıştır. En son 2009 yılında restore edilen çarşı, Bit Pazarı olarak da biliniyor.
AVM’lerdn bunalanlar için samimi bir ortamda alışveriş imkanı sunması nedeniyle bu nostaljik çarşıya şans vermeniz gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle giyim üzerine ihtiyaçlarınız için sayısız seçeneği bu çarşıda rahatlıkla bulabilirsiniz.
Adres:
74.Şirince Çarşısı
İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince Köyü; özellikle antik Maya uygarlığının kehanetlerinde yer alması nedeniyle tüm dünyada tanınıyor. Bu köyün çarşısı da; meyve şarapları, gözlemeciler ve el yapımı hediyelik eşyalar ile görülmeye değer.
Şirince’ye geldiğinizde çok sakin bir yerleşim yeri ile karşılaşacaksınız. Burada yapılacak en güzel şeylerden biri bu güzel Şirince Çarşısı’nı ziyaret etmek ve yöresel ürünleri, hediyelik eşyaları incelemek olacaktır.
Adres:
Mimari Yapılar
75. Şirince Evleri
“Dağdaki Efes” olarak da eski kaynaklarda anılan Şirince, dar sokaklarında sıralanan Rum evleri ile görülmeye değer. Köyün adının daha önce Çirkince olarak söylendiği biliniyor; ancak köyün her köşesine yayılan beyaz badana ile ahşap karışımı şirin evleri görünce bu sıfatı köye asla yakıştıramayacaksınız. Günümüzde evlerin bir kısmı restore edilerek cafe ya da motel olarak değerlendirilmektedir.
Şirince’nin otantik havasını hissetmek ve muhteşem Şirince kokan fotoğraflar çekmek için Şirince evlerini incelemelisiniz.
Adres:
76. Bergama Evleri
Yan yana dizili Türk evleri ile Rum evlerinin bir karışımını sunan Bergama ilçesi, ziyaretçilerine bol bol fotoğraf çekme fırsatı tanıyor. Bergama’da cumbalar, balkonlar ve ev bahçeleri birbirine karışırken en eski evlerin 18. yüzyıla ait olduğu söylenebilir. Evlerde büyüklü ve küçüklü pencereler bulunmaktadır ve evlerin büyük çoğunluğu “hımış” tekniği kullanılarak inşa edilmiştir.
Birbirinden renkli evler, Bergama’yı ziyaret edenler için adeta bir fotoğraf şölenine davetiye çıkarmaktadır. Yan yana dizilmiş bu harika evlerin önünde muhteşem fotoğraf kareleri yakalamaya ne dersiniz?
Adres:
77. Foça Evleri
Geleneksel Foça Evleri, balık ya da sahil keyfi yapmak için gittiğiniz Foça’da fark etmeniz gereken güzelliklerden yalnızca birini oluşturuyor. Kule evler, bitişik düzen evler ve tek evler olarak anılan bu üç ayrı mimari örneği de ayrı güzelliğe sahip. Foça’ya özgü 180 taş evin büyük çoğunluğu Kültür Bakanlığı’nın gayretleri ile hayat bulmuş durumda. İçlerinde Rumların yaşadığı evlerin bulunduğu bu tarihi evler günümüzde daha taze bir şekilde Foça’ya gelenleri büyülemeyi başarıyor.
Fotoğraf çekerken İzmir’e dair, Ege’yi anımsatan bir fon arıyorsanız Foça evleri kesinlikle beklentilerinizi karşılayacaktır.
Adres:
78. Tarihi Asansör
Romantik akşam yemeklerinin İzmir’deki adresi Tarihi Asansör Binası sayılabilir. Burada belediye tarafından işletilen restoran ve kafeterya, müthiş manzarasıyla evlenme teklifi ve yıl dönümü gibi etkinliklere ev sahipliği yaparken; İzmir’in meşhur asansöründen çıkışta kulağınıza Dario Moreno müzikleri çalınıyor.
Musevi iş adamı Nesim Levi tarafından yaptırılan ve uzakları yakın eden asansörün yapım tarihi 1907. Asansörün yapılış amacı ise rakım farkından ötürü birbirine merdivenlerle bağlanmış olan iki ayrı caddenin birbirine daha kolay bir şekilde bağlanmasıdır. Asansörün çıkış noktası ise merdivenlerin bir ucunda oturan Devidas ailesinden bir büyüğün bir gün merdivenleri kullanırken ayağını kırmasıdır. Bu olaydan sonra asansör inşa edilir ve iki cadde 55 metrelik yüksekliğe rağmen kolay ulaşılabilir bir konuma ulaşır.
Asansör 1942 senesinde özel işletmeciler tarafından işletilir. 1980 senesinde ise cafe ve restoran olarak işletilmesi şartıyla belediyeye devredilir.
İzmir’in muhteşem manzarasına sahip olan asansör, sıra dışı mimarisi ile de dikkatleri çeken bir ziyaret noktası.
Adres:
Telefon:
Ziyaret Saatleri:
Giriş ücreti:
79. Saat Kulesi
İzmir’in de Saat Kulesi tarihi Konak Meydanı’nın tam göbeğinde konumlanan kule özellikle Pazar günleri görülmeye değer. Burayı şenlendirmeye kuş yemi satan seyyar satıcılar ve çocuklar yetiyor.
Kulenin inşası ise Osmanlı dönemine dayanıyor. Kule, Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. senesi olan 1901 senesinde 25 metre yüksekliğinde inşa edilmiştir. Sekizgen plana sahip olan kule, 4 kattan oluşmaktadır. Kuledeki saat ise Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından armağan edilmiştir. 1928 ve 1974 yıllarında yaşanan depremlerde zarar gören saat kulesi, onarılarak günümüze çalışır vaziyette ulaşması sağlanmıştır.
İzmir Saat Kulesi, şehrin en önemli sembol yapılarından biridir. Buluşmalar için en çok tercih edilen kule, İzmir’e gelen herkesin görmeden dönmemesi gereken mimari yapıların başında gelmektedir.
Adres:
80. Hükümet Konağı
İzmir’in En gözde tarihi yerleri arasında yer alan Yalı Camisi ve Saat Kulesi ile birlikte Konak Meydanı’ndaki üçüncü en önemli eserin Hükümet Konağı olduğunu söyleyebiliriz. Bu üçlü yerli ve yabancı tüm turistler tarafından bol bol fotoğraflanırken Hükümet Konağı’nın Kurtuluş Savaşı’ndaki yerinden de bahsetmek gerek. 9 Eylül’de İzmir’in Yunan işgalinden kurtulması ve konaktaki bayrağın göndere çekilmesi; aynı zamanda savaşın da son bulmasını temsil ediyor.
Adres:
81 Tarihi Havagazı Fabrikası
Restorasyonu ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmir şehir hayatına dahil edilen Havagazı Fabrikası; bugün tam bir kültür sanat merkezi. Eski fabrika mimarisi eşliğinde bugün konserlere ya da sergilere denk gelebiliyorsunuz. Geçmişte İzmir’in enerji ihtiyacında büyük rol oynamış fabrikanın geçmişi 150 yıl öncesine dayanmaktadır. Merkez, şu anda 24 bin metrekarede hizmet vermektedir ve çok çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Özellikle ücretsiz etkinliklerin bol miktarda gerçekleştirildiği Tarihi Havagazı Fabrikası, denk geldiğinizde takdirde İzmir’de unutulmaz bir sanatsal gün yaşamanıza olanak tanıyacaktır. Yaz aylarında gerçekleştirilen açık hava konserleri ile yaz aylarında muhteşem zamanlar geçirebilirsiniz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret Saatleri:
Giriş ücreti:
82. Basmane Garı
İzmir’in En gözde tarihi yerleri Osmanlı Devleti’nin ilk tren yolu hatları İzmir’de kurulduğu için, bu konuda İzmir ülkemizin en önemli şehirlerinin başında gelmektedir. İlk hatlara ait çalışmalar 1664 yılında başlamış ve açılışı 1866 senesinde gerçekleştirilmiştir. Regie Generale isimli firmanın üstlendiği Basmane Garı’nın açılışı ise 1876 senesinde olmuştur. Garın tasarımı ise mimar Gustave Eiffel tarafından yapılmıştır.
Batı esintileri ile inşa edilmiş olan Basmane Garı hem İzmir’in hem de Türkiye’nin tren yolu konusunda mutlaka görülmesi gereken tarihi noktalarından biridir ve bizce İzmir’e gelenlerin kesinlikle görülmesi gereken tarihi duraklardan olduğunu düşünüyoruz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
83 Pasaport İskelesi
1867-1886 yılları arasında tamamlanan Pasaport Rıhtımı, dönem şartlarında Alsancak liman projesinin de önemli bir bacağını oluşturmuş bulunuyor. Basmane Garı’ndan sonra İzmir’deki tarihi ulaşım noktalarının en önemlisi, Pasaport İskelesi olarak sayılabilir. Rıhtımın inşasında hem Osmanlı hem de Selçuklu mimarisinin esintilerine rastlanmaktadır.
Pasaport İskelesi, İzmir’in bağlantı noktalarından biri olarak ulaşım noktasında ziyaretçilere büyük kolaylık sağlayan bir nokta. Burası aynı zamanda cafe ve restoranların yoğunlaştığı, çok keyifli vakit geçirebileceğiniz bir bölge.
Adres:
84. Konak Pier
Bugün şık bir alışveriş merkezi olarak dikkat çeken ve özellikle denize nazır restoranları ile davetkar sayılan Konak Pier; vaktiyle şehrin gümrük noktası görevini yapmış bulunuyor. Ünlü Fransız mimar Eiffel tarafından 1890 yılında dizayn edilen bina, bu bakımdan da dikkate değer.
100 yılı aşkın bir sürelik tarihi geçmişi olan bina, günümüzde alışveriş yapıp, keyifli zaman geçirebileceğiniz bir alışveriş merkezidir. Eğer İzmir’in tarihi noktaları hakkında gerçekleştireceğiniz geziye kısa bir es vermek isterseniz Konak Pier’i ziyaret edebilirsiniz.
Adres:
Telefon:
Ziyaret saatleri:
Giriş ücreti:
85. Borsa Sarayı
Gazi Bulvarı üzerinde görebileceğiniz Borsa Sarayı; bugün aktif olarak kullanılan ve Türk ekonomisine yön veren bir bina. Borsa Sarayı inşasının 1928 yılında tamamlandığı ve Cumhuriyet Dönemi’nin önemli eserlerinden olduğu biliniyor. Binanın inşasında Neo-Klasik üslup tercih edilmiştir. Binanın temelleri ise Nişli Hacı Efendi’nin borsası adıyla 14 Aralık 1891 Pazartesi günü açılmıştır.
İzmir tarihi hakkında çok keyifli bir ziyaret noktası olan Borsa Sarayı, mimari güzelliği ve İzmir’e ekonomik anlamda yön vermesi nedeniyle görülmesi gereken noktalar arasında bulunuyor.