Kafa travması, kafaya alınan her hangi bir darbe, kaza veya düşme sonucunda gelişebiliyor. En yaygın sebebinin trafik kazaları olduğunu söyleyen Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, kafa travmalarının neden olabileceği problemler üzerine önemli bilgiler verdi.
Kafa travmaları, can kayıplarına yol açabileceği gibi beyin dokusunda ciddi yaralanmalar sonucu kalıcı hasarlar da bırakabiliyor. Başta trafik kazaları olmak üzere, spor ve savaş yaralanmaları hatta aile içi şiddetin de kafa travmalarına yol açabileceğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Koordinatörü ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, özellikle kafa darbelerine açık olan sporlarla ilgilenen kişilerin çok daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu.
DÖVÜŞ SPORLARI YAPARKEN MUTLAKA KASK KULLANILMALI
Bazı nörolojik parametrelere göre kafa travmalarının hafif, orta, ağır kafa travmaları olarak üç aşamada değerlendirildiği bilgisini veren Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, özellikle dövüş ya da kavga sporları yapanlarda travmaya bağlı beyin kanamasının da yaygın görüldüğünü hatırlattı. Prof. Dr. Keleştemur sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye bu bakımından şanslı bir ülke. Çünkü dövüş sporlarını yapanların kask kullanması zorunlu. ABD’de ve bazı Avrupa ülkelerinde bu sporları yaparken kask kullanılmıyor. Dolayısıyla travmaya bağlı hasar riski daha yüksek oluyor.”
HİPOFİZ BEZİNE DİKKAT!
Travma açısından en hassas bölgelerin hipofiz bezinin alt kısımlarında yer alan hücreler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, “Hipofiz bezi, beyin tabanında Sella Turcica (Türk Eğeri) adı verilen kemik yapının içinde bulunan, bezelye büyüklüğünde bir salgı bezidir. Başta büyüme hormonu olmak üzere vücudumuzdaki çeşitli hormonların salgılanmalarını düzenleyen ve hayati öneme sahip bir organdır. Yaşanabilecek travmalar açısından da en hassas bölge bu hücrelerin yer aldığı alandır” diye konuştu.
ÖĞRENME BOZUKLUKLARINA YOL AÇABİLİR
Kafaya alınacak darbeler, başta büyüme hormonu olmak üzere, hipofiz bezinin kontrol ettiği birçok hormonu etkiliyor. Hormon eksikliğinin ortaya çıkmasında ise darbenin şiddeti ve maruz kalınan sürenin de etkili olduğunu belirten Prof. Dr. Keleştemur, “Büyüme hormonu eksikliği, erişkinlerde yağ kitlesinde artma, kas kitlesinde azalmaya yol açarak, vücut kompozisyonunda değişikliğe neden olabiliyor. Çocuklarda ise büyüme hormonu eksikliğinin en önemli etkisi boy kısalığıdır. Bunun yanı sıra öğrenme bozuklukları, muhakeme kabiliyetinde bozulmalar, düşünce bozuklukları meydana gelebiliyor. Ancak bu sporları yaparken alınacak ciddi önlemlerle kalıcı hasar ve hormonal bozuklukların azaltılabileceği unutulmamalı. Kask kullanmayanlarda, kullananlara oranla yüzde 10-30 oranında hormon eksikliği daha fazla görüldüğünü biliyoruz” dedi.
HORMON EKSİKSE MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ!
Büyüme hormonu eksikliğinin yanında tiroid homon eksikliği, böbrek üstü bezinden salgılanan kortizol eksikliği de tespit edilirse kafa travmasının mutlaka araştırılması gerektiği uyarısında bulunan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Keleştemur, hormon eksikliğinin mutlaka yerine konması gerektiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti; “Özellikle kortizol hormonu eksikliği ise çok daha ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Kan basıncında düşme, şeker düşmesi meydana gelebiliyor. Kortizol hormonunun eksik olması halinde mutlaka telafi edilmesi gerekiyor. Büyüme hormonu eksikliğinin de tespit edilmesi oldukça önemli. Çünkü tedavi sonrasında, kişinin hayat kalitesi gözle görülür şekilde düzeliyor.”