“Fişek gibi gelip saplanıyordu, gitmek bilmiyordu!”… 59 yaşındaki Ziynet Akbulut 7 yıldır dayanılmaz sırt ağrılarıyla mücadele ediyordu. Lüleburgaz’da yaşayan Akbulut’un, sırt ağrısı, ve mide bulantılarına bir de sol göz kapağının düşüp göremez olması eklenmişti. Bir çok kez uzmana başvurdu. Ağrı kesiciler, serumlar, iğneler derken günde 15 ilaçla yaşar hale geldiğini ama yine derdine derman bulamadığını belirten Akbulut adeta yaşamdan soğuduğunu söylüyor. Ziynet Akbulut, şifa ararken başvurdukları Doç. Dr. Ahmet Arnaz’ın; üç ay içerisinde kalbinden çıkan atardamarın yüzde 75’ini iki ameliyatta değiştirmesiyle sağlığına kavuştu.
Lüleburgaz’ın Eskitaşlı köyünde eşi ve çocuklarıyla yaşayan 59 yaşındaki Ziynet Akbulut, 7 yıl önce kalp ameliyatı geçirdi. Kalpten çıkan ana aort (atar) damarı genişlemişti. Bu nedenle aort damarının kalpten çıkan ilk 5 cm’lik bölümü değiştirilmişti. Derken bir süre sonra şiddetli sırt ağrıları başladı. “Fişek gibi gelip saplanıyordu, gitmek bilmiyordu!” diye tarif ediyor Akbulut, kendisini yaşamdan soğutan ağrılarını. Sırt ağrılarına mide bulantısı da eşlik ediyordu. Farklı branşlardaki doktorlara gittiğini belirten Ziynet Akbulut “Sinir sıkışmasıdır, kas sıkışmasıdır diye düşünüp ilaç tedavisi verdiler. Öyle ki, bir günde 15 ilaç kullanır oldum ama ağrılarım yine de bana mısın demiyordu! Aklıma hiç kalbimden kaynaklanacağı gelmedi. En son sol göz kapağım da düşünce göz doktoruna gittim, o da beyinden ya da kalpten olabilir deyince önce beyin cerrahına başvurdum. Beyinden olmadığını, kalpten olabileceğini söyledi” diyor.
Göz kapağım düşünce göremez hale geldim
Ağrı kesiciler, serumlar, iğneler derken günde 15 ilaçla yaşar hale geldiğini, yine de derdine derman bulamadığını söyleyen Ziynet Akbulut, hekim yönlendirmesi ile Doç. Dr. Ahmet Arnaz’dan haberlerinin olduğunu belirterek “İstanbul’a Doç. Dr. Ahmet Arnaz hocamıza gelirken kendimi çok çaresiz ve ümitsiz hissediyordum, şiddetli ağrılarımla, tek gözümün kapanmasıyla artık yaşamdan iyice soğumuştum. Ahmet Arnaz hocamdan Allah yüzbin kere razı olsun ki yıllardır 15 tane ilaçla bana mısın demeyen ağrılarımı, üç ayda iki kez ameliyat yaparak geçirdi. Sağlığıma kavuştum, yeniden doğmuş gibi oldum” diyor.
TEVAR yöntemi ile aort damarının yüzde 75’i değiştirildi
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Arnaz, Ziynet Akbulut’a yaptıkları tetkiklerde aort damarının göğüs içerisinde kıvrım yaptığı yer olan arkus aortadan başlayıp karın içerisindeki bölüme kadar uzanan yaklaşık 7 cm çapında genişleme tespit ettiklerini söylüyor. Bu genişleme beyindeki göz sinirlerine giden damara da baskı yapıyordu. Bu durum Ziynet Akbulut’un göz kapağındaki sinirleri etkilendiğinden göz kapağı düşmüştü ve bu nedenle neredeyse göremez hale gelmişti. Bunun üzerine Akbulut’a iki aşamalı ameliyat planladıklarını belirten Doç. Dr. Ahmet Arnaz şöyle konuşuyor: “Hastamıza 2 ayrı ameliyat yaptık. Aort damarının göğüs içerisinden beyne doğru dal verdiği arkus kısmı vardır. Bu arkus kısmını değiştirdik. Bunu yapmak için de tanımlanmış bir ameliyat tekniğiyle ile ameliyat sırasında vücut ısısını 24 dereceye düşürdük ve tüm organların kan dolaşımını 45 dakika bir süre ile durdurduk. Bu ilk ameliyatımızdı. 3 ay sonra ikinci ameliyatını yaptık. Bu kez açık bir ameliyat yerine kapalı bir girişim olan TEVAR yöntemini kullandık. Kasık atar damarından katater aracılığıyla girerek aort damarının geri kalan kısmını stentli suni damar ile değiştirdik. Böylece üç ay içerisinde yaptığımız iki farklı ameliyatla hastamızın ana atar damarı olan aort damarının 50-60 cm.lik bölümü yani yüzde 75’i değiştirilmiş oldu.”
Aort anevrizması hayati riske yol açıyor!
Vücuttaki en büyük ana atar damar olan aortun, oksijen bakımından zengin kanı kalpten vücudun tüm bölgelerine taşımayı sağladığını belirten Doç. Dr. Ahmet Arnaz “Aort anevrizması, aort damar çapının anormal genişlemesi veya balonlaşmasıdır ve çok ciddi hayati risk yaratabilir. Konumuna ve büyüklüğüne bağlı olarak, hayatı tehdit eden iç kanamaya neden olarak yırtılabilir. Bu da hızlıca müdahale edilmediği zaman ölüm riskini getirir. Zamanında tespit edildiğinde genellikle cerrahi veya daha az invaziv tekniklerle onarılabilir” diyor.
Yılda bir kez kontrol!
Anevrizmanın ölümcül sonuçlar doğurabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Ahmet Arnaz “Genetik, yüksek tansiyon gibi pek çok neden anevrizmaya yol açar. Anevrizma, ancak tehlikeli noktaya gelince bazen belirti verebilir. Genellikle sinsice ilerler, sonrasında aniden patlar ve iç kanamaya, çoğu zaman da ölüme neden olur. O nedenle 60 yaşından sonra herkesin hem kalpte hem de karında bulunan aort damarlarını kontrol ettirmesi gerekir. Basit bir ultrasonla, anevrizma olup olmadığı anlaşılabilir” uyarısında bulunuyor.