8 Mart Dünya Kadınlar Günü şerefine oyun dünyasının gelmiş geçmiş en etkili 10 kadın karakterini oyunseverler için derledi.
Lara Croft (Tomb Raider)
İlk oyunuyla 1996 yılında hayatımıza giren Lara Croft, kuşkusuz ki oyun dünyasının en çok hatırlanan kadın karakterlerinden bir tanesi; hatta belki de başrolü o hak ediyor. Güçlü, kararlı, hırslı ve acımasız imajıyla dikkat çeken Lara Croft, aynı zamanda atletik yapısıyla da tüm zorlukların ve engellerin üstesinden gelmeyi başarabiliyor. Lara Croft’ın daha yüksek çözünürlükte, daha gerçekçi bir şekilde yaptığı ¨yeni nesil¨ çıkarması ise 2013 yılında, Tomb Raider ¨reboot¨uyla geldi ve bu oyunu sırasıyla Rise of the Tomb Raider ve Shadow of the Tomb Raider takip etti. Her ne kadar AAA kalitesinde yeni bir Tomb Raider ile ilgili elimizde somut bir bilgi olmasa da Lara Croft’ın maceralarının uzunca bir süre devam edeceğinden emin olabilirsiniz.
Faith Connors (Mirror’s Edge)
Oyun dünyasının en yenilikçi oyunlarından biri olan Mirror’s Edge, ¨parkur¨ sporunu distopik bir senaryoyla birleştiren ender oyunlardandır. Geleceğin minimalist havasını çok iyi bir şekilde oyunculara sunan oyun, aynı zamanda Uzak Doğu’lu başrol karakteri Faith Connors’ı da oyun dünyasına kazandırmıştır. 1984’ten fırlamış gibi gözüken baskıcı bir rejimde, kolluk kuvvetlerinin gözünden uzak bir şekilde taşımacılık yapmaya çalışan Faith, elbette bu işi göz hizasında değil, yüksek binaların çatılarından atlayarak, zıplayarak yapmaya çalışmaktaydı ve bu iş de elbette sadece güçlü ve kararlı bir kadının işiydi. 2016 yılında Mirror’s Edge Catalyst ile oyun dünyasına geri dönen Faith, akıllara kazınacak bir imaja sahip olmasına rağmen maalesef yakın zamanda tekrar karşımıza çıkacak gibi de durmuyor.
Aloy (Horizon: Zero Dawn)
2017 yılında sadece PlayStation 4 için piyasaya çıkan Horizon: Zero Dawn ile birlikte hayatımıza giren Aloy, son dönemde resmedilen en başarılı kadın karakterlerden bir tanesi. Makinelerin doğa ile iç içe yaşadığı post-apokaliptik bir dünyada hem yaşam mücadelesi veren, hem de kendi amacını bulmaya, kendini tanımaya çalışan Aloy, o kadar güçlü bir portre çiziyor ki oyunu bir süre oynadıktan sonra önemli bir karakter olarak aklınıza kazınıyor. Aloy’u başarılı bir karakter yapan bir başka özellik de abartılmamış ve son derece ayağı yere basan bir karakter olarak resmedilmesi. Zaman zaman Lara Croft’ı da andıran Aloy’un yeni macerası, Horizon: Forbidden West de PS4 ve PS5 sistemleri için şu an satışta.
Senua (Hellblade: Senua’s Sacrifice)
Diğer oyunlardaki kadın karakterlerden farklı olarak bir çeşit akıl hastalığına sahip olan Senua, yine oyun dünyası için çok farklı bir yerde duran bir oyunda, Hellblade: Senua’s Sacrifice’ta karşımıza çıkıyor. Nereden çıktığı belli olmayan zebanilerle, hayali yaratıklarla ve birçok engelle savaşması gereken Senua, tüm bunları yaparken bir yandan da sürekli olarak kendisine fısıldayan seslerden arınmaya çalışıyor. Kafasında dönen bu sesler onu yönlendirmeye çalışıyor, ona yalanlar söylüyor ve Senua hem kendi kafasındaki ¨kötüler¨, hem de Helheim’a giden yoldaki fantastik yaratıklar ile mücadele ediyor. Akıl sağlığının önemini vurgulama amacında da olan oyun, 2017’deki Dünya Akıl Sağlığı Günü’nde, o gün kazandığı tüm gelirini aynı isimdeki vakfa bağışladı.
Ellie (The Last of Us Part II)
Henüz genç bir kız olmasına rağmen, bir mantar enfeksiyonu yüzünden dünya nüfusunun çok büyük bir kısmının zombi benzeri yaratıklara dönüştüğü bir distopyada enerjisiyle, hırsı ve kendine güveniyle hayatta kalmayı başaran Ellie, oyunu oynayan herkesin favorileri arasındadır. Silah kullanma becerisiyle kendisini her türlü tehlikeden korumayı bilen Ellie’yi, rol aldığı The Last of Us Part II’de en zorlu mücadelelerden bile sağ çıkarken görmeyi başarıyoruz. Son derece duygusal bir yönü de olan Ellie, gitarıyla da kulaklarımızın pasını silen melodiler çalabiliyor.
Claire Redfield (Resident Evil II)
1998 yılında, konsol sistemi sahiplerinin ekranda görüp, ¨Vay be, ne kadar cesur bir kadın!¨ diyerek karşıladığı Claire Redfield, Resident Evil’ın başarısıyla birlikte o kadar ikonik bir karakter haline geldi ki Resident Evil serisiyle ilgili yeni bir yapım açıklandığında gözler hep onu arar oldu. Zombiler tarafından tamamıyla işgal edilmiş Raccoon City’de gerçek bir hayatta kalma mücadelesi veren Claire, silah kullanma becerisi, cesur tavırları ve yaralansa bile bunu umursamayan hırsıyla akıllarımızda yer etti. Onu yeniden, tamamıyla kendine ait bir Resident Evil oyununda görmek için sabırsızlanıyoruz!
Sonya Blade (Mortal Kombat)
¨Dövüş oyunu¨ denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Mortal Kombat, henüz ilk çıkış oyununda bile güçlü bir kadın karaktere yer vermişti: Sonya Blade. Onu; haki renkteki taytı, kısa sarı saçları ve erkeklerin korkulu rüyası olan imza hareketiyle tanımıştık ve o vakitten bu yana ününden bir şey kaybetti dersek yalan olur; Sonya Blade artık tüm Mortal Kombat oyunlarının, filmlerinin, çizgi yapımlarının değişmezlerinden bir tanesi. Dolayısıyla onu bir ¨ana karakter¨ olarak tanımlarsak yanlış olmaz.
Kassandra (Assassin’s Creed Odyssey)
Çoğu kadın oyun karakterine göre nispeten daha yeni bir dönemde hayatımıza giren Kassandra, aslında Assassin’s Creed Odyssey’de Alexios’a alternatif olarak seçebileceğimiz bir kadın karakter. Seslendirmesi, görsel detayları Alexios’a göre çok daha iyi tasarlanmış olan Kassandra, oyun boyunca kararlı ve acımasız tavrıyla son derece güçlü bir imaj çiziyor. Oyunda Alexios’u seçseniz bile Kassandra’nın ne kadar korkulacak bir rakip olduğunu görebilirsiniz!
Chun-Li (Street Fighter)
Street Fighter serisinde, Ryu ve Ken’i saydıktan sonra ilk akla gelen karakter, tüm diğer karakterlerden önce Chun-Li’dir. Buram buram Çin modası kokan mavi kıyafetiyle gerçek anlamda akıllara kazınan Chun-Li, mesleği olan polisliğin getirdiği; dürüstlük, doğruculuk ve adalet anlayışı ile tüm Street Fighter oyunlarında iyiliğin timsali olmuştur. İlk oyundan son oyuna kadar popülaritesini yitirmeyen Chun-Li, kombolarıyla rakiplerinin gözünün yaşına bakmayan bir oynanış yapısına sahip.
Bayonetta (Bayonetta)
Bu listede yer alan tüm kadın karakterlerden farklı bir noktada duruyor Bayonetta. Çünkü o gerçekten acımasız; diğer kadın karakterlerin hepsinden daha umursamaz ve karşısına çıkan herhangi bir engeli aşarken bahsi geçen tüm kadınlardan daha fazla eğleniyor! Fantastik bir dünyada, karanlığın güçlerini kullanan bir çeşit cadı olarak nitelendirilen Bayonetta, o kadar artistik bir biçimde resmedilmiş bir karakter ki herhangi bir Bayonetta oyununu oynadıktan sonra bu karakteri unutmak mümkün olmuyor.