Pandemiyle mücadelede aşı ve aşılama en etkili araç olarak biliniyor. Medyada yer alan, aşı karşıtlarının aşı yaptırmamak için rüşvet vererek HES kodlarına aşı yapılmış bilgisi girildiği iddialarına dikkat çeken Prof. Dr. Tayfun Uzbay, pandeminin en başından bu yana fedakarca çalışan sağlık personelinin asla böyle bir iğrenç işe alet olmayacağını düşündüğünü ancak iddialar konusunda mutlaka önlem alınması gerektiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığı’nın bu işi ciddiye alması gerektiğini ve karşı önlemlerin mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tayfun Uzbay, önlem alınmaması halinde pandeminin uzayacağı uyarısında bulundu.
Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, Tıp Fakültesi Dâhili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, medyada aşı karşıtlarının aşı yaptırmamak için 2.500 TL gibi rakamlarla rüşvet verdiği ve böylece HES kodlarına aşılı olduklarını yükleyerek aşı olmuş gibi topluma karıştıklarına dair bazı haberlerin dolaştığını söyledi.
Ciddi tedbirler almak zorundayız
Rüşvet karşılığı aşı ve PCR testi yapıldığı haberlerinin son günlerde sosyal medyada yayıldığını kaydeden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Bir süredir sahadaki sağlıkçı arkadaşlardan kendilerine bu tür teklifler geldiği şeklinde haberler duyuyorduk ve bunları pek de önemsemiyorduk. Ancak bugün bazı haber ajanslarına düşen rüşvet karşılığı aşı ve PCR testi yapıldığı haberleri sosyal medyada da hızla yayıldı. Bunların doğru olmamasını temenni etmekle ve sağlık personelinin asla böyle iğrenç bir işe alet olmayacağını düşünmekle beraber bu haberleri ciddiye almak ve böyle bir girişim olsun olmasın kesinlikle bu konuda ciddi tedbirler almak zorundayız.” uyarısında bulundu.
Söylentiler ciddiye alınmalıdır
“Öncelikle pandeminin başından buyana görevini fedakârca yapan sağlık ordusuna çok şey borçluyuz.” diyen Prof. Dr. Tayfun Uzbay, sözlerine şöyle devam etti:
“Onlara bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Ezici bir çoğunluğunun böyle bir konuya asla alet olmayacağını biliyorum ancak burada iki şeyi göz ardı edemeyiz: Birincisi sağlıkçıların arasında da az da olsa aşı karşıtları var. Aşı karşıtlarının ne kadar gözü kara ve kural tanımaz şekilde davranarak başkalarının sağlığını hiçe saydıklarını sosyal medya başta olmak üzere çeşitli platformlarda net bir şekilde görüyoruz. Burada para ilişkisine de gerek yok. Pekâlâ aralarında bir dayanışma oluşturup aşı ve PCR meselesini kolaylıkla halledebilirler. İkincisi ise insan faktörüdür. Maalesef denetimin yeterli olmadığı her yerde yüksek kazanç vaat eden tekliflerin az da olsa kabul edicileri olabilir. Dolayısı ile bu söylentileri ya da haberleri ciddiye almakta yarar var. Aşıların birden fazla kişinin iştiraki ile yapılması, yani başkalarının da aşı yapılıp yapılmadığına şahit olması, ya da aşı mekanlarında kamera bulunması gibi konular bunu önlemek için yeterli değildir. Pekâlâ aşı yapılan enjektörlerden birinde serum fizyolojik gibi aşı ile ilgisi olmayan bir sıvı olabilir ya da hiç aşı merkezine gidilmeden de T.C. kimlik numarası ile aşı işleminin tamamlandığı sisteme girilebilir. Yapılmayan aşıyı çöpe atmak veya imha etmek de zor olmasa gerek. Tabii ki bu işin bizim aklımıza gelmeyen başka bir sürü yolu ve yöntemi de olabilir.”
Aşılama düzeyi henüz istenilen düzeyde değil
Sağlık Bakanlığı’nın bu işi ciddiye alması ve karşı önlemleri mutlaka hayata geçirmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Ayrıca bu tarz tekliflerde bulunanların ve yakalananların ifşa edilmesinde ve cezalandırılmasında yarar var. Çünkü toplumda aşılama düzeyi henüz istenilen seviyede değil ve bunu yapanlar toplum sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atıyorlar.” diye konuştu.
Sahte aşıya karşı mutlaka önlem alınmalı
Artık bir kapanmayı daha ekonomik olarak kaldırabilecek durumda olmadığımızı kaydeden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Okullar açık ve mümkün mertebe açık tutulmaya çalışılacak. Ekonominin çarklarının dönmesi için iş hayatının tüm alanlarında günlük yaşam devam edecek. HES koduna aşılı olduğu yüklenmiş ancak aşısı olmayan ya da sürekli sahte PCR raporu ile işe gelip gitmeye devam eden bir sürü insanın etrafınızda olduğunu düşünebiliyor musunuz? Üstelik bu tip kişilerin çoğu Covid-19’a da inanmıyor ve son derece rahat davranıyorlar. Sabah birlikte toplu taşımı kullandığınız ya da iş yerinde ofisi veya yemekhaneyi paylaştığınız kişiler sahte aşılı olabilir. Bu durum virüsün yayılmasını teşvik edecektir.” uyarısında bulundu.
Sahte aşı iddiaları önemsenmelidir
“Sahte aşı ve PCR konusu dikkatle takip edilmeli, gerekli yasal önlemler ve düzenlemeler yapılmalıdır” uyarısında bulunan Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Sahte aşının önemsenmemesi, aşı yaptıranlara da büyük bir saygısızlık olmasının yanı sıra pandeminin uzamasına katkı sağlayacaktır. Bu günlerde, aşılı olanlar dahil herkesin bu haberleri ciddiye alarak, bulundukları ortamda sahte aşılı veya sahte PCR testli kişiler olabileceğini hesaba katıp maske, mesafe ve temizlik kurallarına daha çok dikkat etmesi yerinde olacaktır. Aşılı olanlara da virüs bulaşabilir ve hiçbir hastalık belirtisi göstermeksizin bulaştırıcı olabilirler.” diye konuştu.