Çocuklarda oluşan sınav kaygısı, kimi zaman baş edilemez bir hâl alıyor. Sürekli kaygı yaşayan çocuk, sınavlarda hata yapmaktan korkuyor ve okul başarısı da her geçen gün düşüyor. Bu durumda kaygı ile mücadele etmek için ebeveynlere büyük görev düşüyor. Sınav kaygısının belirtileri olan fiziksel tepkilerin, ebeveynler tarafından takip edilmesi gerektiğini belirten Eğitim Koçu Murat Karcıoğlu, ‘’Çocuklar kimi zaman kaygı durumunu anlamlandıramıyor ancak fiziksel olarak verdiği tepkiler aslında bir problem yaşadığını açıkça gösteriyor. El terlemesi, baş ağrısı, mide bulantısı, uyku problemleri ile karşılaşıldığında çocuğunuzun kaygı ve stres yaratan yoğun bir durumla karşılaştığını anlamak oldukça mümkün. Bu yüzden anne ve babalar çocuğun fiziksel davranışları konusunda takipte olmalılar.” dedi.
Öğrenilen bilginin sınav sırasında hatırlanmaması ya da etkili bir şekilde kullanılmaması olarak karşımıza çıkan sınav kaygısı, birçok öğrencinin karşılaştığı bir sorun haline geldi. Öğrencilerde akademik başarıyı düşüren sınav kaygısının temelinde çocuğun farkına varmadan içinde bulunduğu çevreden edindiği gizil öğrenmelerin etkisi olduğunun altını çizen Murat Karcıoğlu, ‘’Çocuklar, belirsizlik karşısında kontrolü talep eder, dengeyi bulmaya çalışır. Çocuğun içinde bulunduğu koşullar, kimi zaman algı ve beklentilerinden farklı olabilir. Bu noktada kaygı duygusu devreye girer. Bu yüzden ebeveynler olarak çocuğa sevginizi gösterin, evde devamlı sınavlar ile ilgili sohbet etmekten kaçının. Çocuğunuz nasıl ki size iş hayatınız hakkında sorular sormuyorsa siz de çocuğunuza olması gerekenin dışında sadece akademik başarı odaklı sorular yöneltmemeye dikkat edin. Sınav sürecinde çocuğun davranışları ve notları hakkında takipte olmayı da atlamayın.” dedi.
Maruz Bırakma Metodunu Kullanın
Maruz bırakma metodu ile çocuklardaki kaygı oranını azaltmak mümkün. Örnek vermek gerekirse; çocuğun boş bir sınıfta süreli sınava girmesi, ev denemesi çözmesi, okulda yazılıya veya deneme sınavına girdiği sınıfta bir şey yapmadan sınav süresince beklemesi çocuğu psikolojik açıdan sınava hazırlamasını sağlar.
Kontrol Edilemeyen Kaygı Başarısızlık Getirir
Kaygı aslında insanoğlunun yaşadığı en doğal ve temel duygular arasında yerini alır. Kontrol edilemeyen kaygı durumu ise öğrenmeyi sekteye uğratarak başarı düzeyini düşürür. Özellikle öğrencilerin bir kısmında sınav öncesi ve sınav anında yoğun kaygı durumu yaşanır. Beklentiler, sınava yüklenen anlamlar, aile hayatı, ailenin çocuk üzerindeki etkisi kaygının tetikleyicisidir. Bu yüzden çocuklarınız sınava hazırlanırken beklenti içinde olduğunuzu hissettirmeden, sınava odaklanmasını sağlamanız gerekir.
Hayali Bir Sahne Yaratın!
Çocuğunuzun yaşamış olduğu sınav stresi ile ilgili durumlar karşısında hayal kurarak çocuğun gözünde o sorunu, başarılı bir biçimde çözdüğü sahneyi canlı tutmaya çalışın. Böylece çocuk; sakinleşecek, zihni ve bedeni rahatlayacak, davranışlarına hükmedecektir.
Beslenme, Uyku Düzeni, Spor Olmazsa Olmaz
Kaygıyla başa çıkma da beslenme, uyku, nefes ile kas egzersizleri ve sporun önemini yadsımayınız. Verimli ders çalışmama, sınav hakkındaki yetersiz bilgiler, sınav stratejilerini bilmeme, hedef ve beklenti ile ilgili sorular, profesyonel destek almama, zaman yönetimi becerilerine sahip olmama, kendini tanımama, potansiyelini belirleyememe gibi faktör kaygının tetikleyicileridir.
Sonuca Değil, Sürece Odaklanın
Hedefe ulaşmada başarıyı değerlendirirken akademik başarısızlığı utanılacak bir durum olmaktan çıkarmak gerekiyor. Başarısızlık hâlinde durumu kalıcı değil; geçici nedenlere bağlamak önemli. Bu nedenlerin içsel ve değiştirilebilir neden olduğunu unutmamak gerekiyor. Başarısızlık durumlarında çocukları cezalandırmak, olumsuz konuşmalar çocuklarda sınav kaygısına neden oluyor. Böylece çocuk denemekten korkuyor. Deneme sınavları, yazılı ve sözlü sınavlara yüklenilen anlama dikkat etmek gerekiyor. Başarı, sonuçla değil; gayretle ölçülür.