Medipol Pendik Üniversite Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Leyla Ezgi Tüğen, “Çocuklarda pandemi döneminde başlayan enerji patlamalarını hiperaktiviteyle karıştırmayın. Hiperaktivitede yaşıtlarına göre belirgin haraketlilik, çok konuşma, dikkatini toparlamakta zorluk, unutkanlık, dağınıklık, sabırsızlık gibi belirtiler arasında sayılabilir.” ifadelerini kullandı.
Medipol Pendik Üniversite Hastanesi’nden yapılan açıklamada çocuklarda hiperaktiviteye ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Uzm. Dr. Leyla Ezgi Tüğen, pandemi döneminde artış gösteren hiperaktivite şikayetlerine atıfta bulunarak, şunları kaydetti:
“Kovid-19 salgını dolayısıyla çocuklar, arkadaşlarıyla oyun oynayıp koşturmak yerine evde yetişkinlerle vakit geçirdi. Çocuk açık alanda, yeşillikte daha özgür bir biçimde hareket ederken, pandemiyle birlikte kısıtlı alanlarda enerjilerini atmaya yöneldi. Evde kalan çocukların bir bölümü TV ve bilgisayar karşısında daha fazla vakit geçirdi. Ekran başında uzun süre geçiren çocuklarda dikkat eksikliği, öğrenme problemleri, sinirlilik ve hiperaktivite gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.
Ancak evde hareketliliği artan her çocuk da hiperaktif olarak değerlendirilmemeli. Çocuklarda pandemi döneminde başlayan enerji patlamalarını hiperaktiviteyle karıştırmayın. Hiperaktivitede yaşıtlarına göre belirgin haraketlilik, çok konuşma, dikkatini toparlamakta zorluk, unutkanlık, dağınıklık, sabırsızlık gibi belirtiler arasında sayılabilir. Okul başarısını da etkileyen hiperaktivite için erken tanı ve tedavide geç kalmamak gerekir.”
Hiperaktivite tanısı konulurken çocuğun, pandemi öncesindeki durumunu da göz önünde bulundurması gerektiğinin altını çizen Tüğen, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısı konulabilmesi için söz konusu belirtilerin çocuğun sürekli vakit geçirdiği en az iki ortamda olması ve çocuğun hayatında belirgin zorluklara neden olması gerektiğini aktardı.
– “Çocukların ruhsal sistemleri yetişkinlerden daha hassas”
Tüğen, “Bizim için de okulun olmaması hem yeni tanı alan hem takipli çocuklarımız için değerlendirmede zorluk yaşamamıza neden oldu. Çocukların ruhsal sistemleri yetişkinlerden daha hassas. Çocuklar bir süre sonra değişebilir. Ancak şunu unutmamalıyız, çocukların yaşadığı hem sosyal ilişkiler, hem aile ilişkileri, hem de akademik açıdan kayıplar çok önemli.” uyarısında bulundu.
Çocukların ekran kullanımından olabildiğince uzaklaşması gerektiğini aktaran Tüğen, şu bilgileri verdi:
“Pandemi döneminde çocuklarda sinirlilik, dikkat eksikliği, kaygı bozukluğu, uyku bozukluğu ve haraketliliğin arttığını birçok çalışmada gösterdi. Sosyal etkileşim ve fiziksel hareket çocukların en temel ihtiyaçlarıdır. Sosyal ihtiyaçların karşılanamıyor olması bu belirtilerin artmasına neden oluyor.
Özellikle uzun süre ekran kullanımı ve fiziksel aktivitenin az oluşu hareketliliği arttıran nedenler diyebiliriz. Aileler, tam da bu noktalara yönelik önlem almalı. Çocukların spor yapabilecekleri ve akranlarıyla vakit geçirebilecekleri uygun ortamlar ayarlanmalı.” Kaynak (AA)