Kolon kanseri, sindirim sisteminin son 1,5 – 2 metresindeki kalın bağırsaklarda görülüyor. Yaşlanmayla birlikte kanser oranının artarak ortaya çıktığını belirten uzmanlar, kalın bağırsakta görülen poliplerin tespit edilmesi durumunda alınması gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlar; liften fakir ve aşırı karbonhidratlı beslenenlerin, fazla et tüketenlerin, hareketsiz yaşam tarzı olanların, aşırı alkol ve sigara kullananların kolon kanseri riski taşıdığına dikkat çekiyor.
1-31 Mart Dünya Kolon Kanseri Farkındalık Ayı ve 3 Mart Dünya Kolon Kanseri Farkındalık Günü olarak anılıyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. A. Murat Koca, özel gün çerçevesinde kolon kanserine yol açan etkenler ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Faydalı bakteriler sindirime yardımcı oluyor
Sindirim sisteminin son 1,5 – 2 metrelik kısmının kolon yani kalın bağırsak olarak tanımlandığını belirten Op. Dr. A. Murat Koca, “Buraya ulaşan kalıntı posadaki su ve K-B gibi bazı vitaminler emilir, asitli gıdalar nötralize edilir, antikor üretimine yardımcı olunur ve daha sonra da biriken dışkı anüsten dışarı atılır. Buradaki faydalı bakteriler sindirime yardımcı oluyor. Kolon kanseri de kalın bağırsaklardan ortaya çıkan kanserlere verilen isimdir.” dedi.
Polipler tespit edildiğinde alınmalı
Yaşlanmayla birlikte kanser oranının artarak ortaya çıktığını vurgulayan Op. Dr. A. Murat Koca, “Kalın bağırsakta gelişen polip, adenom denilen ve genelde iyi huylu olan yapılardan gelişebilir. Adenomlar, adenokarsinom denilen yapıya dönüşürse daha sonra da kanser gelişir. Polipler belirti vermeyebilir ancak tespit edildiğinde alınmalıdır.” uyarısında bulundu.
Yanlış beslenme ve yaşam tarzı riski yükseltiyor
Op. Dr. A. Murat Koca, kolon kanserine yakalanması olası risk grubunu şöyle paylaştı:
“Ortalama 70 yaşa ulaşanlarda, liften fakir ve aşırı karbonhidratlı beslenenlerde, fazla et ve işlenmiş et ürünü tüketenlerde, hareketsiz yaşam tarzı olanlarda, şişmanlarda, aşırı alkol ve sigara tüketenlerde, ailesel genetik yatkınlığı olanlarda, yoğun çevre kirliliği ve kimyasallara maruz kalanlarda kronik kolon hastalıkları ve kolon kanseri riski bulunuyor.”
Belirtilere dikkat edilmeli…
Op. Dr. A. Murat Koca, kolon kanserinde ilk başlarda belirti görülmeme durumu olabileceğini ama daha sonra kabızlık, kilo kaybı, karın ağrısı, dışkıda kan, kansızlık, genel durumda bozukluk belirtilerinin ortaya çıkabileceğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Kanser ilerlerse bağırsak tıkanması veya bağırsak delinmesiyle ciddi sorunlara ve ölüme yol açabilir. Kolon kanseri teşhisinde hasta analizi ve muayene sonrasında tetkikler yapılıyor. Dışkıda gizli kan bakılması, rektal tuşe, rektoskopi / kolonoskopi, kanda kanser testleri (CEA), bilgisayarlı tomografi ve diğer görüntüleme yöntemleri tanı koymada yardımcıdır. Kolonoskopide çıkarılan poliplerden sonra ek cerrahi gerekebilir. Kolon kanserinde ana tedavi cerrahidir. Kanserli bölge çıkarılır, ayrıca kemoterapi ve radyoterapi de birlikte kullanılır. Tedavi seçimi hastalığın evresine göredir. Başka organlara yayılım varsa ona yönelik tedavi de yapılmalı.”
Hasta konforu için palyatif tedavi uygulanabiliyor
Cerrahi tedavide kanserin yerine ve evresine göre uygulama yapıldığını ifade eden Op. Dr. A. Murat Koca, Kolektomi dediğimiz ameliyatta kanserli kısım çıkarılır ve bağırsaklar geçiş için birbirine dikilir veya Hartmann denilen ameliyatta kanserli kısım çıkarıldıktan sonra kolon karın duvarına dikilir, böylece bağırsakların boşalmaları sağlanır. Eğer metastazlar varsa mümkünse onlara yönelik metastazektomi denilen çıkarma işlemi yapılabilir. Kanser hiç çıkarılamayacak durumda ise sadece kolostomiyle kolon kalın duvarına dikilir ve bağırsak boşalması buradan sağlanır ama bu palyatif işlemdir. Palyatif tedavi hastanın konforu için tercih ediliyor. Işın – radyasyon tedavisi ise en sık olarak kolonun son kısmında oluşan rektum kanseri tedavisinde uygulanıyor.” dedi.
Takipte ilk 6-7 yıl çok önemli
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. A. Murat Koca, kanser teşhis ve tedavi sürecinin hastalar için zor bir dönem olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Tedavinin aksamaması için hastaya verilen destek çok önemli. Mutlaka profesyonel bir ekip tarafından ek tedavi, beslenme, takip, psikolojik destek verilmeli. Ana tedavi sonrası kanser yenilemesi, sekel ve komplikasyon açısından tıbbi takip çok önemlidir. İlk 3 yıl her 3 ayda bir kontrol ve tetkik yapılır. Sonraki 2 yılda her 6 ayda bir kontrol ve tetkiklere devam edilir. Kolonoskopi, tedaviden sonra her yıl önerilir, sonuç normalse zamanla ara açılabilir. Takipte ilk 6-7 yıl çok önemli. Bu sayede hastaya daha uzun yaşam süresi ve daha iyi bir hayat kalitesi sunulabiliyor. Kolon kanserleri ve tüm kanserlerde erken teşhis her zaman çok önemlidir ve iyileşme şansını çok etkiler. Hep söylenildiği gibi erken teşhis hayatınızı size geri verebilir.’’