VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı Metin Recep Zafer, Türkiye bankacılık sektörünün, dijital bankacılık konusunda öncü ülkeler arasında yer aldığını belirterek, “Çoğu Avrupa ülkesi ATM’lerinde çok sınırlı işlemler yaptırabiliyorken Türkiye’de ATM’lerden yüzlerce farklı işlem QR kodlu ya da kartsız alternatiflerle rahatlıkla yapılabiliyor. Türkiye’de bankalar geleceği iyi okuyor ve birer teknoloji şirketi olma yolunda ilerliyorlar.” dedi.
Zafer, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının bankacılık sektörü teknolojilerine etkisine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Bankacılığın, dünya genelinde salgından en çok etkilenen sektörlerden biri olsa da müşterilerin bu dönemde dijital dünyanın getirdiği kolaylıkları daha çok benimsediğini söyleyen Zafer, bu nedenle de bankaların dijitalleşmeye ve yenilikçi ürünler geliştirmeye hız verdiğini belirtti.
Zafer, bankaların geçici süreyle de olsa kısıtlı kapasiteyle hizmet vermesinin, müşterileri dijital kanallara yönlendirdiğini ifade etti. Bu durumun, müşterilerin bankalarla olan ilişkisinde de kalıcı değişiklikler gerçekleştiğine işaret eden Zafer, “İnternet ve mobil kanalların getirdiği kolaylığa tamamen hakim olan, bu kanalları benimseyen müşterilerin eski davranışlarına dönmesini beklemek mümkün değil. Bu şekilde değişen beklentiler ve teknoloji karşısında bankalar da ciddi kararlar alıyor. Geleceğe sağlıklı ve güçlü bir yapıyla ulaşmak için bankaların hizmetlerini ve süreçlerini dijitalleştirmeleri zorunlu hale gelmiştir. Bu değişim, elbette sadece Türkiye özelinde değil global ölçekte de yaşanıyor.” şeklinde konuştu.
Yeni sistemde artık sadece finanstaki uzmanlığın yeterli olmadığına dikkati çeken Zafer, finans ve teknoloji ile bağlantılı olarak üniversitelerde açılan yeni bölümlerin gidişata dair ipuçları verdiğini söyledi.
Zafer, örneğin, finans mühendisliğinin uzun süredir yüksek lisans programı olarak okutulduğunu, sermaye piyasaları, kurumsal finansman, halka arzlar, türev piyasalar gibi finans mühendisliğine doğru yönelimin giderek güçlendiğini dile getirdi.
– Platform Bankacılığı
Metin Recep Zafer, bankaların, müşterilerini daha iyi anlamak ve onlara en etkili şekilde hizmet vermek için çalışmalarını sürdürürken, dijital dönüşüm trenini kaçırmamak için de ellerinden geleni yaptığını anlattı.
Artık açık bankacılık, API’ler, dijital platformlar, platform ekosistemleri, dijital uygulama pazar yerleri ve iş birlikleri, modüler tasarımlar ve bulut bilişimin bir arada olduğu “Platform Bankacılığı” kavramının çok konuşulduğunu söyleyen Zafer, “Platform tabanlı modeller, firmaları etkili ve çevik karşılık vermek konusunda güçlendiriyor. Bankalar da güvenlik, kültür, sistemler ve vizyon konusundaki zorluklarla başa çıkmak için sürdürülebilir platformlar peşinde. Platform ve ekosistem tabanlı finansal hizmetler sektörüne müşteri odaklı geçiş, yeni bir kökten değişim ve aracısız ortam dalgası yaratacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Zafer, bu yapısal dönüşümün sektör için zorluklar ve fırsatları bir arada getirdiğini belirtti.
Yeni ödeme platformları, KOBİ’lere finansman sağlayan yapılar, kitlesel fonlama kuruluşları ile rekabet etmek gerektiğini aktaran Zafer, şöyle devam etti:
“Örnek vermek gerekirse son aylarda nakit paranın azaldığı, nakitsiz ekonomiye geçişin hızlandığı bir dünyada elektronik ödeme platformlarının önemi arttı. Dijital para birimlerindeki gelişmeleri de yakından takip ederken, büyük teknoloji şirketlerinin de daha önce bankaların alanı olan ödeme ve kredi alanlarına giriş yaptığını görüyoruz. Dolayısıyla, rekabetin bankacılık sektörüyle kısıtlı kalmadığı bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Bu, yeni nesil teknoloji kuruluşlarının, aynı anda bütün bankaların servislerini müşterilerine tek bir platform üzerinden gösterebilecekleri bir dünya demek. Bankalar arka planda kendi sistemlerini işletirken, müşteriler ellerindeki tek bir uygulama ile farklı bankalardaki hesapları üzerinden işlem yapabilecek.”
– Açık bankacılık
VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı Zafer, sektörde gelecek birkaç yılda nelerin konuşulacağına ilişkin öngörülerini de paylaştı. Gelecek dönemde açık bankacılığın hayatımızda çok daha önemli bir yer tutacağını ifade eden Zafer, “Bankaların, en güvenilir oyuncu pozisyonundan yararlanmak için hemen harekete geçmeleri gerekiyor. Açık bankacılık konusunda, ikincil düzenlemelerin yürürlüğe girmesi ve açık bankacılık faaliyetine sahip kuruluşların yaygınlaşması bilinirliği artıracak ve veri paylaşımına güven ortamını sağlayacak görüşündeyiz. Açık bankacılık, hem tüketiciler hem bankalar için ciddi bir potansiyel barındırıyor. Elbette bu potansiyel ile birlikte aşılması gereken bazı zorluklar da yok değil. Ancak bu zorlukların da aşılacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.
VakıfBank özelinde en yakın projeler arasında yapay zeka ürünü olan sesli asistanı ViBi’nin daha da geliştirilmesi yer aldığını belirten Zafer, öte yandan çağrı merkezi için ileri seviye ses tanıma ve analizi uygulamaları üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Zafer, bu sistem ile müşterileri daha iyi tanıyıp davranış modellerini çıkarmayı; böylece müşteri memnuniyetini en üst seviyeye ulaştırmayı hedeflediklerini dile getirdi.
– “Türkiye’de sunulan bankacılık ürün ve hizmetleri, dünyanın birçok yerine göre çok üst seviyede”
VakıfBank Genel Müdürü Yardımcısı Zafer, geleceğin bankacılık sisteminde fintech’ler ve techfin’lerin yerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Gelecekte bankacılığın her zamanki gibi olacağını fakat bunun bankalarda veya banka şubelerinde olmayacağını söyleyen Zafer, bankacılık sektörü ve daha geniş ölçekte finansal hizmetler sektörünün fintech’lerin ve techfin’lerin girişi ile hiç olmadığı kadar rekabet içerisinde olacağını vurguladı.
Zafer, hatta şu anda bile birçok fintech’in, bankaların pazar paylarından almaya başladığını belirterek, “Bazı fintech’lerin ve techfin’lerin artık kendi ülkelerinin dışında başka ülkelerde hizmet vermek istediklerini biliyoruz. Bu yayılmayı yaparken de o ülkelerdeki hizmet veren diğer yerel fintech’lerle iş birliği yapmaları kaçınılmaz olacak.” dedi.
Fintech’ler ve techfin’lerle, rekabetin iki konuda öne çıkacağını öngördüklerini söyleyen Zafer, şunları kaydetti:
“Fintech’ler ve techfin’ler, yüksek müşteri ve yalın bankacılık deneyimleri ile öne çıkıyorlar. Bu nedenle bankacılık ürün ve hizmetlerini dijitalleştirmekte geciken ve müşteri deneyimini önceliklendirmeyen bankaların rekabette geride kalacağını söylemek zor olmaz. Bankaların, önlerinde bulunan bu rekabete hazırlık için süreçlerini yeniden tasarlama ve hizmetlerini baştan uca yeniden ele almaları gerekiyor. Diğer yandan bu fintech’lerin ve techfin’lerin sadece dijital hizmet vermeleri, çevik olmaları, son teknoloji ile hizmete başlamış olmaları nedeniyle operasyonel verimlilikleri de yüksek durumda. Türkiye’de sunulan bankacılık ürün ve hizmetleri, süregelen dijitalleşme dünyanın birçok yerine göre çok üst seviyededir. Biz de VakıfBank olarak her alanda ürün ve hizmetlerimizi dijitalleştirirken, operasyonel verimliliğimizi artırıyoruz, artırmaya da devam edeceğiz.”
– “Temassızlık bankacılık salgında en çok gelişen alan oldu”
Metin Recep Zafer, Türkiye’nin dijital bankacılıkta dünyadaki konumuna ilişkin görüşlerini paylaştı. Türkiye bankacılık sektörünün, dijital bankacılık konusunda öncü ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Zafer, çoğu Avrupa ülkesinin ATM’lerinde çok sınırlı işlemler yaptırabildiğini, Türkiye’de ATM’lerden yüzlerce farklı işlemin QR kodlu ya da kartsız alternatiflerle rahatlıkla yapılabildiğini anlattı.
Türkiye’de bankaların geleceği iyi okuduğunu ve birer teknoloji şirketi olma yolunda ilerlediğini ifade eden Zafer, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye Bankalar Birliğinin sektörü geliştirici çok önemli adımları oluyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) desteğiyle Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ile birlikte geliştirilen ‘Karekod Yönlendirme Sistemi’ projesiyle sisteme dahil olan bankaların müşterileri farklı bankaların ATM’lerinden de QR kodla işlem yapmaya başladılar. Bankacılık sektöründe dönüm noktası olabilecek bir diğer yenilik ise TCMB ve BKM tarafından geliştirilen kişisel özel bir bilginin bir hesaba tanımlanmasıyla kolay para gönderimi sağlayan KOLAS Projesi oldu. 22 bankanın katılımıyla gerçekleşen KOLAS ile 16 haneli IBAN yazma zorluğu gideriliyor. Son olarak uzaktan müşteri edinimine izin veren mevzuatın devreye alınmasıyla birlikte mobil bankacılık üzerinden şubeye gitmeden banka müşterisi olmak mümkün hale geldi. Türkiye bankacılık sektörü, salgın sürecine dijital olarak hazırlıklı girdi. Pek çok bankacılık hizmeti, bu süreçte dijital olarak kesintisiz devam ettirilebildi. Temassızlık bankacılık bu dönemde en çok gelişen alan oldu.” Kaynak (AA)